Sabah Gazetesi'nin dünkü sayısında Hilal Kaplan çok önemli bir makaleye dikkat çekiyor. Foreign Policy'de geçen hafta yayınlanan "Erdoğan rejimindeki çatlaklar büyüyor" başlıklı küstah makale.. Buradan yola çıkarak Hilal Kaplan, ".. Ne o yoksa bir hazırlık mı var?.." diye soruyor. ..
**
Bak arkadaş biz bu filmi gördük.. Daha doğrusu, 1960'taki 27 Mayıs kanlı faşist darbesinden itibaren her 10 yılda bir görüyoruz. Önce kamplaştırma (Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Dindar-Seküler), ardından iç savaş kışkırtması (.. Maraş, Çorum, Sivas, Başbağlar, Gazi, Gezi..) Ve her seferinde bir silahlı müdahale... Cumhuriyet tarihimiz boyunca bunu hep yaptılar.. Yapmaya da devam ediyorlar.. Ama tek başlarına da yapmıyorlar elbette.. Bir gün solcular oluyor yanlarında bir gün Kemalistler bir gün bir başka güç merkezi.. İşte gördünüz, 15 Temmuz'da FETÖ ile iş tuttular.. Dönemin şartlarına göre güncelleniyor yani yerli işbirlikçileri.. O yüzden de aslında kafalar hep karışıktır. Buz gibi FETÖ darbesi olan 15 Temmuz'u, kalkar ömrünün FETÖ ile mücadele ile geçtiğini söyleyen bir Kemalist de selamlar.. Sonra kimlerle yan yana durduğunu görünce kendi de inanamaz.. İşte o beş benzemezi yan yana getiren güç Amerikan emperyalizmidir.
**
Daha açık bir şey söyleyeyim.. Sen kendini solcu zannedersin.. Ezilen halkların kardeşliği diye slogan atarsın. Sömürülen emekçinin hakkını savunmak için meydanlara inersin.. Bir bakmışsın bütün bunları anlatmak için kurduğun internet televizyonunun masraflarını CIA karşılıyormuş meğer.. Amerikan emperyalizmi böyledir.. Sen farkına bile varmadan oturursun çektikleri sandalyeye..
**
Bunu neden hatırlattım. Aralarında çok eskiden tanıdığımı bazı isimlerin de olduğu pek çok kişi, "Help Turkey" paylaşımı yapanlara dönük sözlerimden ötürü kırılmışlar.. "Biz kimseden talimat almayız" diyorlar.. Ee Ruşen Çakır da almıyordu işte.. Bordrosunda olduğu maaş alıp evine ekmek götürdüğü kanalın arabasını yaktılar, önünde 'bağımsız' pozları verdi.. Bak kim veriyormuş meğer parasını..
Evet Help Turkey çalışması gerçek bir CIA projesiydi.. Ve bazı dostlarımızın bunun samimiyetle yardım çağrısı, çaresizlik nedeniyle yükselen bir feryat olduğuna inanması da bu CIA projesinin bir parçası.. Evet elbette CIA kimseyi arayıp tek tek bu paylaşımı yaptırtmadı. Hepinizi bunun masum bir çağrı olduğuna inandırdı.. O yüzden çıkıp da "bu bir tezgah" dediğimizde şoka girdiniz..
**
Geçin Help Turkey'i.. Üzerinden 8 sene geçti.. Gezi'yi anladınız mı?.. Oraya da hepiniz çeşitli karşı çıkışlarınız nedeniyle deşarj olmak için gitmediniz mi?.. Kiminiz ağaç için kiminiz yaşam tarzına müdahaleye isyan ettiğiniz için kiminiz de sandıkta bir türlü deviremediğiniz ama artık gitsin istediğiniz iktidara tepki göstermek için.. Herkes kendi gerekçesiyle çıktı Taksim Meydanı'na... Hiç birinizi teknik olarak CIA'den arayıp çağırmadılar.. Ama bakın şimdi daha iyi anlıyor musunuz nasıl bir oyunun parçası olmuşsunuz meğer.. Nasıl kullanmışlar sizin iyi niyetlerinizi..
**
Şimdi tam da Dedeağaç'a Amerikan üssünün konuşlandığı bir dönemde bir uluslararası çağrıyla ülkeyi dış müdahaleye açık gösterme motivasyonu, kimse kusura bakmasın da hiç masum değil.. Hele de buna bazı sosyal medya hesaplarından yapılan Dedeağaç çağrıları eklenince tablo daha da belirginleşiyor... Hafızamızı tazeleyelim... Şırnak Uludere'de, önce bir sivil grubu PKK'lı gibi gösteren raporlar hazırladı FETÖ. Ardından da raporladıkları o grubu F-16'lara vurdurttu. Aynı gün çıkıp kendi kanallarından, "burada sivil katliamı oluyor, Türkiye'ye müdahale edin" çağrıları yaptılar.. Benzerini Çukur ihanetinde de gördük.. Kendi açtıkları alanda PKK'nın kısmi özerklik ilan etmesini sağladılar, sonra devlet müdahale edince ABD'yi göreve çağırdılar.. Benzer bir ihanet için de şimdi ellerindeki tüm imkanları zorluyorlar.. Yangınla mücadele için Türk askerini kışkırtan açıklamalar da, bu dış müdahaleye açık bir iklim oluşturmanın en önemli adımıydı.. "Asker neden yok, TOMA'lar nerede?" türü çağrılar, hiç masum değil.. Özür dilerim ama evet bu tipik bir Amerikan emperyalizmi tertibi.. Kusura bakmayacaksınız..
