Ýktidarýn eleþtirecek bir þeyini bulamadýklarýndan olsa gerek, yalan ve manipülasyona baþvurmak, ana muhalefetin temel siyaseti oldu çýktý.
Yoksa savaþ, kriz ve terörle çevrili bir coðrafyada, küresel enflasyonun, küresel tehditlerin ve doðal felaketlerin ortasýnda Türkiye'yi daha büyük ve daha güvenli bir ülke yapmak için var gücüyle çalýþan iktidarýn bir açýðýný illa bulabilirsiniz.
Ama eleþtirilebilecek gerçek bir açýk bulmak, iktidarýn yapýp ettiklerinin daha iyisine, daha doðrusuna, daha verimlisine dair bir projeye ya da fikir sunmak yerine mütemadiyen yalan dolan üstüne bir dil kuruyor CHP kurmaylarý ve uydularý.
Bunun elbette CHP'yi getirdiði bir yer var.
Bu yer iyi bir yer deðil. Baþarýlý da deðil.
Seçim kazandýrmýyor mesela CHP'ye yalan siyaseti. Kurumsal olarak daha güçlü, daha inandýrýcý da olmuyorsunuz.
Yalan, söyleyenin itibarýný sarsýyor.
Kara propaganda, yapaný karartýyor. Lekeliyor.
Hal böyleyken neden bu yanlýþtan dönmüyor CHP? CHP'nin akilleri, danýþmanlarý, yetkili kurullarý bunu neden sorun etmiyor ve temiz siyasete dönmeliyiz, demiyor? Anlaþýlýr gibi deðil.
**
CHP kurmaylarýnýn ve "sahibinin sesi" medyanýn medet umduðu son yalan dolan, Murat Kurum'un 6 Þubat depreminde 130 bin insan öldü" dediði iddiasý oldu.
Kurum'un ne söylediði açýk aslýnda: "Depremlerde 130 bin canýmýz gitmiþ. Ýstanbul'a bir þey olursa ülke gider, terörle mücadele kadar önemli diye o yüzden söylüyoruz" diyor Kurum.
100 yýlda yaþanan depremlerde kaybedilen candan bahsediyor. Üstelik ayný cümleyi daha önce de kurmuþ. Daha da ilginci programýn sunucusu da teyit ediyor zaten hangi baðlamda kullanýldýðýný.
Öyle olmasa bile "kaybedecek canýmýz da vaktimiz de yok" diyen biri için -rakibiniz bile olsa- þu laflar nasýl edilir Allah aþkýna?
"Murat Kurum gerçek rakamý aðzýndan kaçýrývermese; aklýmýza dahi gelmeyecek bir rakam. Depremde 130 bin canýmýzý yitirmiþiz. (...) verilen sözleri tutmak, yaralarý sarmak yerine bu istatistikleri saklamaya enerjinizi harcýyorsunuz. Yazýklar olsun sizin yalan siyasetinize."
Bunu diyen kim?
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel.
Kurumsal manada CHP adýna konuþuyor yani.
Bir an zihni, dili sürçerek falan deðil düþünüp taþýnarak, yazýp çalýþarak çýktýðý kürsüde yalan olduðu aþikâr bir çarpýtmaya sýðýnýyor.
Ne için?
Kamuoyu bu yalana kansýn diye.
11 il ve 124 ilçenin etkilendiði çok geniþ bir alanda devletin bir anda sokakta kalan 14 milyon vatandaþýna bir yýldýr 7/24 ve akla gelebilecek her kalemde hizmet götürdüðü görülmesin diye.
12 ayda 11 bin kalýcý konutun tamamlandýðýna, 2024 sonuna dek 200 bin anahtarýn teslim edileceðine inanmasýn diye.
Her ilde yapýlan, yapýlmakta olan ve yapýlacak olan devlet harcamalarýnýn þeffaf biçimde halkla paylaþýldýðý anlaþýlmasýn diye.
Herhalde...
Yoksa tüm bu hizmetleri örtecek bir tartýþmayý üstelik bir yalana, çarpýtmaya dayanarak neden açar ki ana muhalefet partisi?
**
Ayný þeyi Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Hatay'daki konuþmasý üzerinden de yapmaya kalktýlar.
Cumhurbaþkanýnýn "Hatay kamu yatýrýmlarýný noksansýz alsa da yereldeki vizyon eksikliði nedeniyle potansiyelini açýða çýkarmakta zorlanýyor" ifadesinin devamýndaki cümleleri benzer þekilde çarpýtmak istediler.
Genel Baþkan'dan Ýstanbul'daki eþ baþkana kadar herkes nemalanmak istedi bu çarpýtmadan.
Belli ki yine ayný sebeple.
Hatay'daki kentsel dönüþüm çalýþmalarýný "rantsal dönüþüm" karalamasýyla engelleyen, devlet kurumlarýný çalýþtýrmamakla övünen biri mevcut Hatay Belediye Baþkaný.
Üstelik vatandaþýn tepkisine raðmen Lütfü Savaþ'ý yeniden aday gösterdi CHP.
Siyasette bu kadar büyük körlük, kötülük getirir.
Hem iþ yapmayýp laf cambazlýðý yaparak, sözleri çarpýtarak nereye varýlabilir ki?
Hal bu ki CHP Erdoðan'ýn sözünü çarpýtarak ne Hatay baþarýsýzlýðýný ne kentsel dönüþümü engelleyerek sebep olduðu can kayýplarýný ne de devletin vatandaþa eþit olarak götürdüðü hizmetlerin üstünü örtebilir.
Buradan siyaset de çýkmaz, muhalefet de.
**
Hadi Fatih Portakal, Fatih Altaylý gibi isimler daha fazla týklanmak, daha fazla Youtube reklamý almak için bu yola baþvuruyor. Veya Muharrem Ýnce haklý, "mangýr aþkýna" bütün bunlar.
CHP kasasýndan "beslendiði" bir önceki Genel Baþkan Kýlýçdaroðlu tarafýndan ifþa edilen Halk TV, KRT, Sözcü TV, T24 gibi mecralar da genel merkez ne diyorsa onu diyebilir.
Fakat Türkiye'nin en eski partisi olmakla övünen CHP'nin yaþýna ve konumuna göre davranmamasý büyük gaflettir.
Bunun adý muhalefet de deðildir, siyaset de deðildir.
Bunun adý siyasi nebbaþlýktýr. Ayýptýr, günahtýr.