Hayatýn hay huylarý arasýnda bazen önemsiz þeyleri merkeze alabiliyor, bazen de çok önemli þeyleri görmezden gelebiliyoruz. Deðer verdiklerimizin pek çoðunun bir incir çekirdeðini bile doldurmayacaðýndan, ihmal ettiklerimizin ise sadece bu dünyamýzý deðil ahiretimizi bile periþan edeceðinden habersiz yaþayýp gidiyoruz.
Son birkaç haftadýr millet olarak dolarla yatýyor dolarla kalkýyoruz. Devletin en yetkili makamlarýndan sokaktaki insana, iktidarýndan muhalefetine, ekonomistlerden Ayþe teyzeye, iþ adamýndan çöpçüye kadar herkesin gündeminde dolar var.
"Ne olacak bu dolarýn hali?" sorusunun cevabýný vermek için saatlerce tartýþýyor, gelecekle ilgili tahminlerde bulunuyor, dolarý bir indirip bir çýkarýyoruz. Hepimiz adeta "dolar uzmaný" kesildik, analiz üstüne analiz, fikir üstüne fikir üretiyoruz.
Oysaki ateþi bugün çýkan dolar bir süre durulacak, belki de gündemimizin en son sýrasýna düþecek.
Hayatýmýzda etkisi sýnýrlý olan bir konuda o kadar çok yaygara yapýyoruz ki anlamak mümkün deðil!
Diðer yönden geçtiðimiz günlerde öylesine vahim bir olay yaþandý ki aklý olanýn adeta kanýný donduracak cinsten!
Ordu'da bir stat açýlýþýnda yapýlan maç esnasýnda atýlan kâðýt konfetiler içerisinden mukaddes kitabýmýz Kur'an-ý Kerim'e ait sayfalar çýktý.
Olayýn vahametini düþünebiliyor muyuz? Kutsal kitabýmýzýn sayfalarý ayaklar altýnda!
Ama bu vahim olay karþýsýnda pek çoklarý dut yemiþ bülbüle döndü. Dolar söz konusu olduðunda mangalda kül býrakmayanlar bu olayý görmezden gelmeyi tercih ettiler.
Ne ilgililer ne muhalefet ne alimler ne kanaat önderleri ne Diyanet ne STK'lar bu konuyu gündemlerine almadýlar bile.
Oysa bu olay çok dehþet verici þeylerin belirtisidir!
Düþünebiliyor musunuz, Kur'an-ý Kerim'i o kadar sýradanlaþtýrmýþ, o kadar hayatýmýzdan çýkarmýþýz ki ona (haþa) atýk kâðýt muamelesi yapýlmasýna sessiz kalabiliyoruz!
Bir zamanlar Kur'an-ý Kerim'i duvarda sadece bir süs olarak bulundurma gafletindeydik. Demek ki beterin de beteri varmýþ.
Artýk kutsal kitabýmýza duvarý bile çok görüyoruz!
Þevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan Adam isimli kitabýnda dönemin þartlarýný -Osmanlýnýn son dönemi, Cumhuriyetin hemen öncesi yýllarýn Edirne'si- anlattýðý bölümde: "Bizim mahalle sokaklarýnda yerlerde hiçbir yazýlý kâðýt görülmezdi. Nereden gelmiþse gelmiþ, ister bir rüzgâr uçurmuþ olsun, sokaða düþen her yazýlý kâðýt parçasýný gören büyük küçük herkes, onu hemen kaldýrýrdý. Bir saçak arasýna, bir duvar kovuðuna sokuþtururdu. Ayak altýndan kurtarýrdý. Çünkü üzerinde harfler, yazýlar taþýyan bir kâðýt parçasý kutsal bir þeydi. Çünkü Kur'an kaðýtlara yazýlýrdý. Hatta o rüzgârýn uçurduðu kâðýt parçasý bir Kur'an yapraðý da olabilirdi."
Bir rivayete göre de Osmanlýnýn kuruluþu öncesinde; gördüðü bir rüyada Ertuðrul Gazi'ye, Kur'an-ý Kerim'e göstermiþ olduðu hürmet sebebiyle, evladý yoluyla bir devlet vaat edilir.
Anlayýþý ve karþýlýðýný görüyor musunuz?
O kaðýtlar konfeti haline gelinceye kadar kaç kiþinin elinden geçiyor... Demek ki, o kadar lakayt kalmýþýz ki o mübarek sayfalarý kimse fark edememiþ.
Oysa yolun bir köþesine bir dolar düþürülecek olsa onlarca kiþi hemen dikkat kesilir.
Demek ki hassasiyetlerimiz deðiþmiþ. Kur'an-ý Kerim'i duyarlý olduðumuz konular arasýndan o kadar uzaklaþtýrmýþýz ki ayaklar altýna düþünceye kadar fark edemiyoruz!
Veyl olsun halimize!
Bir Allah dostunun yere düþen Besmele-i Þerif'i alýp yukarýya kaldýrdýðý için Allah'ýn ona merhamet edip namýný yücelttiði söylenir.
Allah'ýn adýný yücelteni Allah da yüceltir.
Korkarýz ki Allah'ýn kelamýný ayaklar altýna atanlarý Allah da yerlere atar!
Allah'ýn yücelttiðini hiç kimse alaþaðý edemeyeceði gibi, Allah'ýn zelil ettiðini de hiç kimse aziz edemez!
Eðer aklýmýzý baþýmýza almazsak ayaklar altýnda dolaþmamýz hiç de uzak bir ihtimal deðildir.
Allah'ýn gazabýna uðramamak için Allah'ýn merhametine sýðýnmaktan baþka çaremiz yok!