Dünyanın Erdoğan'a ihtiyacı var

Aksa Tufanı saldırısından sonra İsrail'in Gazze'ye verdiği tepki sivilleri katleden bir boyuta ulaştı. İsrail lideri Netanyahu'dan gelen açıklamalar tüyler ürpertici. Cinnet halindeki insanın hem etrafına hem kendisine zarar vermesi gibi bir tabloyla karşı karşıyayız.

Hamas'ın sıkletini aşan operasyonu ve İsrail'in topyekûn Gazze'yi bombalamasını jeopolitik gelişmelerden uzak değerlendirmek saflık olur.

Küresel gerilimin fay hatları arasında Kafkasya ve Balkanlar dikkatimizi çekiyordu. Ancak Doğu Akdeniz'de yaşanan bu süreç derin bir yarık halini aldı.

Dünya ticari yük taşımacılığının %85'i denizyolunu kullanmakta. Dünyada nüfusuna göre kişi başı 1,5 ton ürün denizyoluyla taşınmakta. Dünya nüfusu giderek artarken hammaddenin üretim alanlarına gidişi ve daha sonra tüketim noktalarına intikâli devasa bir ekonomiyi bize izah ediyor.

Dünya ticaretinde Doğu-Batı aksı ağırlık merkezini oluşturuyor. Yani Asya-Akdeniz-Avrupa rotası her iki yönde de hareketli. Konteyner taşımacılığında Asya'daki üretim kapasitesindeki artış etkisini göstermiş ve son yirmi yılda yaklaşık 6 katı bir büyüme söz konusu.

"Kısıtlı deniz sahasına rağmen çok önemli bir rol üstlenmiş durumda olan Akdeniz, dünya deniz yüzeyinin sadece %3,5'i üzerinden küresel trafiğin %25'ini bünyesinde barındırmaktadır." (İZKA Raporu, Saygın Can Oğuz)

Dünya ticaretinde yaşanan bu gelişmelere petrol-doğalgaz transferini de eklemeyi unutmayalım. Uzun zamandır Aden Körfezi'nde Yemen ve Somali'de olup bitenleri güzergâh savaşları ile irtibatlandırıyorduk. Şimdi Doğu Akdeniz limanlarında yaşanan bir savaşa tanığız.

Liman Savaşları

2020 yılının Ağustos ayında Beyrut Limanı'nda yaşanan patlamanın soruşturması bir türlü neticelenmedi. İncelemede 2750 ton amonyum nitratın yalnızca 550 tonunun patladığı basına yansıdı.

Beyrut patlaması şehirde 70 bin konuta zarar verdi on binlerce insan işsiz kaldı.

Beyrut'ta ne olduğunu belki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Ancak ticaret savaşlarında limanların önemi belli. Limanlar petrolden gıdaya kadar her türlü sevkiyatın merkezi. Ancak stratejik ve gizli sevkiyatlar için de tercih edilen kritik bir üs.

Kovid-19 günlerinde üretimin durması ve tedarik zincirinde yaşanan aksamalar birçok sorunu da beraberinde getirdi. Lojistik ve navlun fiyatları arttı.

Pandeminin henüz ilk aylarında Beyrut patlaması, Doğu Akdeniz'de liman savaşlarının habercisiydi adeta.

İsrail'deki Hayfa Limanı ise Beyrut patlamasından sonra daha da önem kazandı. Bu hadiseden yaklaşık bir sene sonra Şangay Port Grup limana girdi. Hayfa'daki tesis sayısını artırmak için yatırım planlayan İsrail hükümeti, 2023'te Hindistan'ın Adani Şirketi'ne de Hayfa Bayport'u teslim etti.

Hindistan'ı, Şangay Beşlisinden uzaklaştırmak için 2022'de Hind-İbrahim İttifakı kuruldu. I2U2 (India-İsra-UAE-US) adı verilen Hindistan, İsrail, BAE, ABD dörtlüsüne Mısır ve Suudi Arabistan da eklenecekti.

İsrail'in Çin'le olan bu ilişkisi ABD'yi rahatsız etmiş ve Ulusal Güvenlik Danışmanı J. Sulliven ikaz etmişti. I2U2 işe yaramış ve Hintli şirket Adani Hayfa'ya girmişti.

Doğu Akdeniz'in ticaret ve enerji trafiğinde neler oluyor sorusu merak konusu. Bölgedeki çatışma yayılırsa hem ticaret hem de hidrokarbon kaynaklarına dönük yatırımlar imkansız hale gelecek.

İki senaryo var önümüzde. Birileri Hayfa limanını güvenli hale getirmek ve Hindistan'ı üretim üssü yapmak istiyor. İkinci senaryoda ise tıpkı Beyrut gibi burada da (amonyum nitrat patlaması etkisi yaratacak) bir çatışma alanı ortaya çıkacak.

G20'de öne çıkarılan ABD destekli Hindistan-Körfez-İsrail-Yunanistan rotası siyasi bir güzergâh demiştik. Bu rota ne kadar gerçekçi ve güvenli olacak önümüzdeki soru bu olacak.

Bugünlerde ABD'nin uçak gemisi Ford'un bölgeye intikalini bir de liman savaşları üzerinden okumak zorundayız.

Mekik Diplomasisi

Gazze'de yaşanacak trajediye karşı Türkiye mekik diplomasisi yürütecek. Kitlesel bir katliamın önüne geçmek için Ankara çok çalışacak bugünlerde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bölgedeki küresel paylaşım hesaplarının farkında ve soğukkanlı. Bu süreçte Kahire, Riyad gibi başkentlerle çözüm üretmek de önem kazanıyor.

Dünyanın ve İslam dünyasının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a daha çok ihtiyacı var bugünlerde.