Rusya'nýn Ukrayna'ya saldýrýsýnýn ardýndan adým adým Türkiye'yi ön plana çýkaran geliþmeler oluyor.
Muhalefetin, "Türkiye yalnýzlaþtý, dýþ politika tek adama terk edildi" tezviratlarýný yerle bir eden geliþmeler bunlar.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Rusya'nýn Ukrayna'ya saldýrýlarýnýn son bulmasý için 20 gündür 20'yi aþkýn devlet ve hükümet baþkaný ile görüþtü.
Son 5 gündür ise dünyanýn gözü Türkiye'ye çevrildi.
Türkiye, uluslararasý diplomasi trafiðinin kavþak noktasý haline geldi.
Rusya ve Ukrayna Dýþiþleri Bakanlarý Türkiye'nin öncülüðünde Antalya'da bir araya geldiler.
Ýsrail Cumhurbaþkaný Herzog'un ziyaretinin ardýndan Azerbaycan Cumhurbaþkaný Aliyev Erdoðan ile görüþtü.
Pazar günü Yunanistan Baþbakaný Miçotakis, pazartesi de Almanya Þansölyesi Scholz geliyor.
Cumhurbaþkaný Erdoðan önceki gün ABD Baþkaný Biden ile bir telefon görüþmesi yaptý.
Dün de Antalya Diplomasi Forumu (ADF) baþladý. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Erdoðan ile görüþtü.
ADF'ye 20 devlet ve hükümet baþkaný, 70'ten fazla bakan, 50'ye yakýn uluslararasý örgüt temsilcisi olmak üzere toplam 2 bin 500 kiþi katýlýyor.
Birleþmiþ Milletlerin Antalya toplantýsý gibi.
Son 5 güne sýðan bu görüþmeler, toplantýlar Türkiye gerçeðini herkese hatýrlatýyor.
Biz büyük bir ülke, güçlenen bir devletiz.
Bizi içerden ve dýþarýdan engellemeye kalkanlarýn, hazmedemediði bu gerçek, bütün þer ittifaklara raðmen kendini dost/düþman herkese kabul ettirecektir.
Türkiyesiz Avrupa, Türkiyesiz Ortadoðu, Afrika, Balkanlar, Kafkaslar, Akdeniz, Karadeniz olmaz.
Bu, "Yeni Osmanlý" kurmak hayali deðildir.
Evet, biz Osmanlý gibi Selçuklu gibi iki büyük devletin varisleriyiz. Mana köklerimiz bir. Hayat bulduðumuz deðerler bir. Ýnsana bakýþýmýz "severiz yaratýlmýþý, Yaradan'dan ötürü" düsturudur.
Bugün dýþarýnýn gözünde giderek büyüyen, dostluðunun önemi anlaþýlan bir Türkiye gerçeði olduðunu, þu artan diplomasi trafiðinde ayan beyan görüyoruz.
Üzüldüðümüz ise içerde muhalefet adýna ülkemize en büyük kötülüðü yapmaya kalkan zihniyettir.
Düþününüz, Dýþiþleri Bakanlýðý, Baþbakanlýk yapmýþ Ahmet Davutoðlu, Ýsrail Cumhurbaþkanýnýn ziyaretiyle ilgili olarak,
"Yalvar yakar Ýsrail Cumhurbaþkanýný Türkiye'ye getiren Sn. Erdoðan..." diyor.
Erdoðan düþmanlýðý ile gözü dönmüþ, kin ve nefretle aðzýndan çýkaný kulaðý duymuyor. Aslýnda Türkiye'yi, bir dönem baþýnda bulunduðu bakanlýðý karaladýðýnýn, suçladýðýnýn farkýnda deðil.
Boyundan büyük laflar ediyor. Yazýklar olsun.
Diðer muhalefet liderleri de farklý deðil.
Baþta Sayýn Cumhurbaþkaný, Sayýn Bahçeli ile Türkiye, büyük devlet politikasý uygularken muhalefet, bir "Güçlendirilmiþ Parlamenter sistem" teranesi tutturdu.
Gözbaðcýlýk yaparlarken baþka neler diyorlar, hatýrlatalým.
Sýnýr ötesi harekâtlara ve terörle mücadeleye son verecekleri, PKK'ya destek verenleri, mahkûm olmuþ HDP'lileri, FETÖ'cüleri salývereceklerini vaat ediyorlar.
Türkiye'nin güvenliði için þehitler vererek kazandýðýmýz konumlarý terk edeceðimizi; Akdeniz, Ege ve Kuzey Afrika baþta olmak üzere bulunduðumuz her yerden çekileceðimizi söylüyorlar.
Savunma sanayisinin kritik projelerinin, nükleer güç santralinin, þehir hastanelerinin ve benzeri tüm büyük yatýrýmlarýn kapýsýna kilit vuracaklarýný utanmadan, sýkýlmadan seslendiriyorlar.
S-400'leri geri vereceklerini tekrarlýyorlar. "Damat... Damat..." deyip SÝHA'larýn üretimini sonlandýracaklarýný dost/düþman herkese ilan ediyorlar.
Bütün dünya Türkiye'nin önemini anlatýrken, muhalefet neden milletimizin, devletimizin yanýnda durmuyor?
Neden yüzleri hiç kýzarmýyor?