İmamoğlu denklem dışına mı itildi?

İmamoğlu, yediği balığın kılçığını hala çıkaramıyor.

İstanbul'un kara esir düştüğü pazartesi akşamı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Sarıyer'de İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi ile balıkçıdaymış.

Gazeteci Cengiz Alçayır, daha yemekte iken İmamoğlu'nun balık lokantasından fotoğrafını paylaşıyor. 9 dakika sonra İmamoğlu mekânı apar topar terk ediyor.

İmamoğlu hiçbir açıklama yapmıyor. Ama CHP'nin bilinen isimleri, malum gazeteciler, bir de "sanatçı" Fazıl Say telaş yapıyor. Daha doğrusu İmamoğlu'nun telaşını yansıtıyorlar.

Doğrular, sakin sakin söylense facia az bir hasarla atlatılacakken liyakatsizliğin ve çapsızlığın resmini çiziyorlar.

İmamoğlu suskunken devreye yalanlar/yalancılar girdiler. CHP Milletvekilleri; Seyit Torun, Mahmut Tanal, Gürsel Tekin, Mehmet Bekaroğlu, gazeteci Barış Yarkadaş (eski CHP Milletvekili) neler neler dediler:

"İmamoğlu'nun balıkçıdaki fotoğrafı geçmiş aylara ait. Utanıp sıkılıp özür dileyin...

"Sn. Ekrem İmamoğlu'na iftira atan, algı operasyonuna girişen AKP'li vekiller, yöneticiler, yandaş medya, zerre kadar utanmanız varsa o paylaşımları siler, özür mesajı yayınlarsınız...

"Hala "balıkçı" diye haber yapıyorlar. Yalanın merkezi yandaş medya ve AKP sözcüleri...

"Dün gece restoran kapalıydı. Artık bunu herkes biliyor ama hala özür dilemiyorlar..."

Fazıl Say isimli yıkama yağlama operatörünün (artık sanatçı demeye dilim varmıyor) işin içine Sayın Bahçeli'yi katan terbiyesizliği ise bir başka:

'Belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun dün gece bir restoranda görüldüğü yanlış haberdir. İşin gerçeği şudur; bu 4 kişi dün bütün gece diskoda çılgınlar gibi dans etmiş, içmiş ve eğlenmiştir. Fotoğrafı çeken kişi de Devlet Bahçelidir! Salvador Dali'nin de selamları var!'

Bunlar yalanın dibini bulurken balıkçı, olayı doğruladı. Ortaya görüntüler de çıktı.

Gürsel Tekin, Barış Yarkadaş, Seyit Torun, Mahmut Tanal, gerçek ortaya çıkınca yazdıklarını sildiler. Mehmet Bekaroğlu ayrıca özür diledi. Burnu Kafdağı'ndaki Fazıl Say, ne sildi ne özür diledi...

İmamoğlu, bir gün sonra balıkçıda olduğunu kabul etti ama yemekte İngiltere Büyükelçisinin bulunduğundan söz etmedi.

İmamoğlu İngiltere'nin Büyükelçisi ile buluşmuştu.

Bu defa başka bir boyut öne çıkmaya başladı.

Aradan iki gün geçti nihayet İmamoğlu dün basın toplantısında, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott ile 24 Ocak'ta balık yediğini kabul etti.

Ama telaşı devam ediyordu. "Büyükelçi ile yemek yemem, karla mücadele kadar önemli" deyiverdi.

Kendi ikbali için, gelecek hesapları için önemli olduğunu biz de görüyoruz. Türkiye için önemi nedir, onu açıklamak zorundadır.

İmamoğlu'nu ısrarla Cumhurbaşkanı adayı yapmaya uğraşan iç/dış odaklar olduğu artık sır değil.

Ancak şu son olay da gösterdi ki İmamoğlu, bu projenin aktörlüğünü kaldıramaz. İngiltere de olsa kömürü kimse elmas yapamaz.

Belki de oyun içinde oyun vardır. Bir tezgâh ile İmamoğlu denklem dışına itiliyordur.

İngiltere'nin içinde olduğu her tezgâhtan şüphelenmek gerekir.

İmamoğlu, hayatının hatasını yaptı. Bir balık yedi, yediğine bin pişman oldu.

Önce haberi yalanlattı sonra saçmalaya başladı.

İngiltere Büyükelçisi ile kriz anında mola vererek balık yeme zırvasını kim kabul eder? Zırva tevil götürmez.

İmamoğlu'nu savunma adına kendini rezil edenlere ne demeli?

Demek CHP içinde İmamoğlu ile iletişim de yok. Mesela bu yemekten Kılıçdaroğlu haberdar mıydı?

Haberdar ise İmamoğlu denklem dışına itilsin diye yol mu verdi?