Ýyi Parti Genel Baþkaný Akþener, partinin parasýyla ilgili tartýþmalar sürerken, "Kayýp 132 milyon lira var" iddiasýyla ilgili çok sert bir ifade kullandý.
Akþener, bu para için "Beytülmaldýr, devletin size verdiði bütçe çünkü milletin parasýdýr. Oraya el uzatanýn da elini kolunu kýracaksýn." dedi. Ýsim vermedi ama kendisine "halam" diye hitap eden Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayýr'ý hedef aldýðý ortada. Görünen o ki Ýyi Parti'deki çalkantýlý dönem devam edecek. CHP ise bu sýrada selden kütük kapma telaþýnda gibi görünüyor. CHP medyasýnda, Akþener'i istifaya, partiyi býrakmaya çaðýran yayýnlarý kadar, ittifak yapmazsa sonu fena olacak tespit ve analizleri artýyor. Bu süreçte CHP Genel Baþkaný Özgür Özel'in, Þair Nazým Hikmet'in, "Sen yanmazsan, ben yanmazsam, o yanmazsa, karanlýklar nasýl çýkar aydýnlýða?" sözünü seçim sürecine uyarlamasý ve "Ben kazanmazsam, sen kazanmazsan, biz kazanmazsak, o kazanacak; o kim, Recep Tayyip Erdoðan" ifadesini kullanmasý dikkat çekti. Yani Özel, iþ birliði olmazsa "Erdoðan kazanacak, karanlýk olacak" demeye getiriyor. Ýþin ilginç yani Halk TV yayýnýna katýlan CHP Milletvekili Sezgin Tanrýkulu da "Ýttifaký zorlayacaðýz yoksa karanlýk dönem baþlar" dedi... Ancak zurnanýn zýrt dediði yer de tam burasý, zira CHP Erdoðan üzerinden karanlýk dönem siyaseti ile yüzde 23-25'lik kitlesini bir arada tutabiliyor. Ancak Akþener, Ýyi Parti tabanýna neden Erdoðan döneminin karanlýk dönem olacaðýný, neden HDP aðzýyla yapýlan siyasete alet olunduðunu anlatamýyor. Tüm bu süreçte en çok gerilen, deyim yerindeyse paçasý tutuþan isimse Ýmamoðlu, zira Saraçhane buluþmasý, çak yapmalar, yüzünde "Rabbi yessir" görmelerin ardýndan, Akþener'in kendi adayýmýzý çýkaracaðýz açýklamasý piþmiþ aþa su katmak gibi oldu. Ýmamoðlu'nun Akþener'i telefonla aramasýný, ittifak ruhunu hatýrlatmasýný ve "Süreci Özel ile birlikte yürüyoruz" sözlerini biraz da bu açýdan okumak gerekiyor. Seçim yaklaþýyor, bakalým ne olacak?
"TEHLÝKELÝ BÝR AKIM YAKLAÞIYOR"
Arjantin'de çýlgýn testereli Milei,
Hollanda'da Türk ve Ýslam düþmaný aþýrý saðcý ýrkçý siyasetçi Wilders seçimi kazandý.
Ýkisinin de ortak özelliði aþýrý saðcý, hatta faþist ve Ýsrail hayraný olmalarý.
Gazze'deki katliama ve Netanyahu hükümetine destek vermeleri.
Dünya çýlgýn bir döneme doðru pupa yelken gidiyor.
Ýnsanlýk acý çekiyor. 2. Dünya Savaþý öncesi dönem gibi deðerlendirmesi yapanlar var.
Milenyum Çaðý'nda yaþanan güvenlik ve ekonomiye dair kaygýlar,
dijital çaðýn etkisi ve manipülasyonun kolaylaþmasý yeni projeleri de ortaya koydu.
Fransa'da partisiz lider Macron,
Ukrayna'da oyuncu Zelenskiy bu sürecin bir parçasýydý.
Ayný strateji Macaristan'da da denendi.
Macaristan Baþbakaný Orban'ýn seçim gecesi yaptýðý konuþma hâlâ hafýzalarda.
Orban, rakibi olan 6'lý ittifak için "Soros'un Avrupa'daki en kötü yatýrýmý oldu" demiþti. Tüm bu meseleleri deðerlendirirken FETÖ Elebaþý Fetullah Gülen'in, "Güneydeki sevdiðimiz ülke" vaazlarýný da unutmamak gerekiyor.
Ayný taktik Türkiye'de de defalarca denendi.
Ancak her seferinde Erdoðan ve millet bu hamlelere karþý duvar oldu.
Cumhur Ýttifaký bu kuþatmaya direndi.
Siyonizm denilen zehirli fikir ve Yahudi lobisinin dünya üzerinde çevirdiði dolaplar, sistemlere yerleþtirmeye çalýþtýðý çarpýk zihniyetli yöneticiler dünyayý uçuruma sürüklüyor. Alman iç istihbaratýnýn eski þefi Massen, göçmenleri kanser gibi görüyor olmalý ki "Almanya'nýn yabancý kültürden gelen göçmenlerden tedavi olmasý için bir kemoterapiye ihtiyacý var." diye açýklama yapýyor. Eski ABD Baþkaný Barack Obama'nýn danýþmanlýðýný yapan Stuart Seldowitz'in Mýsýrlý seyyar satýcýya söylediði, "Biz 4 bin Filistinli çocuk da öldürsek ne olur biliyor musun? Bu yeterli olmaz" sözleri bu çarpýk zihniyet açýsýndan aslýnda buzdaðýnýn görünen yüzü. Yahudi kökenli siyaset bilimci Norman Finkelstein, Gazze'de çocuk katliamýna tepki gösterirken, bunun sistemli yapýldýðýný hatýrlatýyor. Tel Aviv yönetimlerinin buna "çim biçme" ya da "nüfus budama" adýný verdiklerini belirtiyor. Ve ne yazýk ki bu zihniyet çok ama çok güçlü, zira bu isimler, yüzyýllar boyunca atýlan tohumlarýn topraðýn üstüne çýkmýþ hali. Ve dünyayý uçuruma sürüklemelerini önlemek için yine güçlü liderler ve onlarýn sýrtýný yasladýðý güçlü milletlere ihtiyaç var.
134.5 MÝLYAR DOLAR
Merkez Bankasý döviz rezervinin 9 yýl önceki seviyeye ulaþtýðýný ve 134.5 milyar dolara çýktýðýný duyurdu. Yani psikolojik eþiðe çok yaklaþtýk. Peki neydi o psikolojik eþik?
Gelin sizi 10 yýl öncesine götüreyim. 2013 Mayýs ayýna, zira
"Gezi Kýþkýrtmasý" baþlamadan hemen önce Merkez Bankasý'nýn döviz rezervi 135 milyar dolarýn üstündeydi ve biz 10 yýldýr o seviyeyi bir daha yakalayamadýk.
Ekonomi uzmanlarýna göre olaylarýn Türkiye'ye maliyeti o dönem 100 milyar dolarýn üstünde oldu. Rakamý gözünüzde þöyle canlandýrýn; Asrýn Felaketi'nin maddi yýkýmý 104 milyar dolar olarak hesaplandý.
Gezi platformunun Ýstanbul Havalimaný ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi mega projelerin hemen durdurulmasý talebini ve sonrasý yaþananlarý alt alta koyup siz toplayýn isterseniz.
17/25 Aralýk FETÖ Kumpaslarý süreci,
Hendek Terörü, ABD-HDP-PKK/YPG saldýrý hamleleri,
15 Temmuz Darbe Giriþimi,
Sýnýr ötesi operasyonlar, Suriye ve Irak'taki mücadele,
Ekonomik kuþatma hamleleri,
Covid-19 Salgýný ve ekonomik kýrýlmalar,
Libya ve Karabað Zaferleri,
Rusya-Ukrayna Savaþý,
Þimdi de Ýsrail katliamlarý...
Yani demem o ki Türkiye'ye 10 yýldýr patinaj yaptýran içteki ve dýþtaki meseleler olmasaydý. Türkiye 10 yýl önceki hýzýný sürdürebilseydi. Bugün acaba nasýl bir Türkiye olurdu? Takdir sizin...