Enis Berberoğlu tekrar yargılandığında beraat eder mi?

CHP milletvekili Enis Berberoğlu yeniden TBMM'ye döndü.. Çok kısa süreci hatırlamakta yarar var.. MİT tırları ihanetinden 25 yıl hapis cezası almıştı.. İstinaf bu cezayı 5 yıla düşürdü.. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, İstinaf'ın kararını onadı. Mahkumiyetin onaylanmasıyla birlikte dokunulmazlığı da kaldırıldı.. Anayasa Mahkemesi yerel mahkemeden istinafa oradan da Yargıtay'a kadar giden peşinden de TBMM'de dokunulmazlığının kaldırılması suretiyle kabul edilen kararda 'hak ihlali' buldu.. Üstelik de iki defa..

***

Söz konusu karar, hukukçular açısından tartışmalı. Misal AYM'nin tutukluluk incelemelerinde, tutuklama tedbirinin ön şartının ve tutukluluğun hukukiliğinin incelenmesi amacıyla işin esasına girmesi ve daha bitmemiş olan bir yargılama için delil tartışması başlatması problem.. Elbet konuşulacaktır bu yönüyle. Bir diğer önemli ve en çok tartışılacak kısım ise Anayasa'nın geçici 20.maddesinin niteliği.. Özetle; daha evvel dokunulmazlığı kaldırılarak yargılanmaktayken yahut ceza almışken cezaevine giren bir kişi yeniden milletvekili seçildiğinde dokunulmazlık elde etmeli mi etmemeli mi?.. Bazı hukukçular Anayasa Mahkemesi'nin bu maddeden hareketle verdiği ihlal kararı için, yargı yetkisinin zorlandığını söylüyor. Kuşkusuz işin bu tarafı da tartışılacak.. Ama benim asıl merak ettiğim, yeniden yargılama süreci.. Bakın mevcut dosyaya bakarak yerel mahkemenin verdiği karar, istinafın ver yargıtayın kararları ortada. Şimdi davada yeni bir durum olmadığına göre mahkeme ne karar verecek?.. Konjonktürel olarak beraat mı ettirecek? Yeni ne var dosyada?

Enis Berberoğlu'na 25 yıl aldıran mahkemenin en önemli kanıtı neydi biliyor musunuz?.. Can Dündar'ın ifşaatı.. Berberoğlu hakkındaki ana suçlama, Can Dündar'ın kitabında yer verdiği tarih ve saatte kendisini ziyarete gelen bir solcu milletvekilinin bu görüntüleri getirdiği bilgisine dayanıyor.. Yani Enis Berberoğlu'nun olduğu yorumu, tamamen o gün ve saatte telefonunun Şişli (Cumhuriyet gazetesi) yakınlarından sinyal vermesinden kaynaklanıyor.. Oysa aynı gün ve saatte Can Dündar'ı iki solcu milletvekili daha aramıştı.. Sırrı Süreyya Önder ve Rıza Türmen.. Hatta eski milletvekili Zülfü Livaneli de.. Can Dündar, kitabında o solcu milletvekilinden söz ederken kendisine; "..istersen ismimi verebilirsin..." dediğini de yazdı. Ama vermedi.. Fakat inkar da etmedi.. Enis Berberoğlu ise yargılamanın başından beri, görüntüleri verdiğini kabul etmiyor ancak davanın ruhuna itirazı olduğu için de suçlamaları reddetmiyordu..

***

Sorduk ya 'şimdi ne değişti?' diye!.. Eğer Can Dündar, arkadaşını kurtarmak ister ve çıkıp derse ki ; 'hayır ben o görüntüleri Enis'ten almadım. Gazetenin kapısında bir sarı zarf içinde buldum'.. O zaman davanın seyri değişir.. Kendi gazetesinin bugünkü yönetiminin tabiriyle 'trol gazeteciliği'nin kurbanı olduğunu söyleyip davanın seyrini değiştirebilir yani.. Tabi eğer isterse..