Geçen hafta iki gelişmeye dikkat çektim.
1) 19 Ekim 2020 tarihinde HSK Genel Kurulu kararı ile ihraç edilen 11 hâkim ve savcının 6’sı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra mesleğe girenlerden…
2) İzmir merkezli 62 ilde operasyon gerçekleştirildi. Gözaltına alınan 11 FETÖ'cü teğmenin hepsi, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından TSK'ya girmiş.
FETÖ ihanetinin devam ettiğini, tehlikenin geçmediğini anlatan örnekler bunlar.
Bu hafta da devlet ve millet olarak teyakkuzda olmamızı ikaz eden örnekler var.
Üç gün önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kritik görevlerde bulunan üç eski tuğgeneral ile üçünün de bağlı olduğu sivil imam hakkında gözaltı kararı verdi.
FETÖ’nün mahrem imamlarıyla sabit hat ve operasyonel hat üzerinden haberleştikleri gerekçesiyle, ilk defa general rütbesinde TSK personeli tespit edildi.
Kritik görevler diyoruz.
15 Temmuz darbe girişiminden 4 yıl sonra, 2020 YAŞ kararıyla, Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı görevine Tuğgeneral Serdar Atasoy getiriliyor.
Bu isim neredeyse TSK’nın istihbarat komutanı oluyordu.
Ancak Atasoy, hakkındaki FETÖ iddiaları nedeniyle söz konusu göreve hiç başlatılmadı. Üç ay sonra emekliliğini istedi.
Şüphelilerden Celalettin Çoban ise darbe girişimi sırasında MSB Milli Mayın Faaliyet Merkezi Başkanı olarak görev yapıyordu. Çoban’ın adı, darbecilerin sözde atama listesinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı olarak yer alıyordu. Bu kapsamda hakkında darbe suçundan dava açılan Çoban, yaklaşık 2 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Çoban’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılanmasına devam ediliyor.
Şüpheli Nuri Cankıymaz da kurmay topçu albay rütbesindeyken 2011’de YAŞ kararıyla tuğgeneral oldu. Daha sonra Milli Savunma Bakanlığı Personel Daire Başkanı olarak görevlendirilen Cankıymaz, darbe girişiminin ardından emekliye ayrıldı.
Onca dikkate, elemeye, çalışmaya rağmen TSK içinde kritik görevlerde hala FETÖ’cüler bulunması, tehlikenin geçmediğinin kanıtıdır.
Milletimizin merhamet damarına basıp FETÖ’cüleri korumaya kalkan sinsi/kripto medya elemanlarının, bu tür haberlere hiç değinmemesi, etki ajanlığı değil midir?
Bu tehlikeye; Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu, Davutoğlu ve Ali Babacan da hiç dikkat çekmediler/çekmiyorlar…
Bakınız dün de Ankara merkezli 25 ilde operasyon yapıldı.
FETÖ’nün Jandarma Genel Komutanlığındaki 'mahrem hizmetler' yapılanması içinde yer aldıkları tespit edilen, geçici olarak görevden uzaklaştırılan ve ihraç edilen 1 yarbay, 1 binbaşı, 4 yüzbaşı, 17 üsteğmen, 2 teğmen, 17 astsubay, 22 askeri öğrenci ile 2 'mahrem imam' olmak üzere toplam 66 şüphelinin gözaltına alınmalarına karar verildi.
Evet, tehlike geçmedi. FETÖ’nün, hâlâ devletin en hassas birimlerinde kendini gizleyen elemanları var.
Ben, FETÖ ile mücadelede bir zaaf yaşandığında inanmıyorum.
Ancak, gizlilik ve takiye konusunda dünyada örneği olmayan bir yapı kurulduğunu unutmayalım. Bunlarla mücadele kolay değil. Ama eninde sonunda ihanetin içindeki bütün isimlere ulaşılacak. Onlara dünya dar edilecek. Türkiye güçlendikçe bugün bize yardımcı olmayan yönetimler, bu hainleri kendi elleriyle teslim edecekler.
Şu soru akıllardan geçiyordur: Bilhassa TSK bünyesinde hâlâ gizlenenler neden kendiliğinden gelip teslim olmuyor?
Bir, Fetullah Gülen’e taparcasına bağlılıkları devam ediyor. İki, muhalefet cephesinin kendilerine sahip çıkacağı umudunu koruyorlar. Üç, Biden yönetimine bel bağlıyorlar…