Ýnsan cehalet bataðýna düþmeyegörsün ortada ne diploma kalýyor ne cinsiyet ne din ne ýrk ne yaþ ne de baþka bir deðer. Hepsi bir anda çöp oluyor ve insan, nefsinin hezeyanlarý altýnda boðuluyor. Hakikat yolculuðuna çýkmasý gerekenler cehalet bataklýðýnda boðulup gidiyorlar da haberleri bile olmuyor.
Mevzunun hemen baþýnda, mesele tam yerine otursun ve anlaþýlsýn düþüncesiyle, Ýhsan Fazlýoðlu'nun anlattýðý "cehalet" kavramýný okumak gerektiðini düþünüyorum: "Cehalet kelimesi kökü bakýmýndan 'c-v-l' köküyle akraba. Dönmek, dolaþmak, amaçsýzca ve nereye gittiðini bilmeksizin daireler çizerek endiþeyle gezinmek. Ýlim kelimesinin kökü olan 'i-l-m' ise niþan, yol iþareti, alâmet gibi anlamlara sahip. Ýslamiyet'ten önceki döneme cahiliye dönemi denmesindeki temel neden cevele kökündeki anlamýdýr. Cehalet ve ilim... Bu iki kelime anlamlarýný, köklerini çöl ile bedevî arasýndaki günlük iliþkilerde bulur. Bu nedenle, ilim esas itibariyle çölde yol almak, dolayýsýyla hayatta kalmak için takip edilmesi gereken yol iþaretlerine, bir bütün olarak bir hat/çizgi oluþturan alametlere göre yol almak demek iken; cehalet, habersiz kalýndýðýnda ölümle sonuçlanabilecek, bir hat oluþturan yol iþaretlerinin rehberliðinin kaybedilmesi demektir ki yol iþaretlerini kaybetmek, çölde baþýboþ dönüp durmak, kýsýr bir döngünün içerisinde yuvarlanýp yok olmak anlamýna gelir."
Þimdi bu tanýmý bildikten sonra devam edelim.
Zafer Partisi Aksaray Gençlik Kollarý Baþkaný, sosyal medyada yayýnlanan videoda Ümit Özdað'ýn "yeni börü" olduðunu iddia ederek "Her yüzyýlda bir gelirler. Yüz yýlý doldurmak üzereyiz, Atatürk gelmiþti, ulu önderimiz, baþ ulumuz. Þimdi yeni ulu önderimiz Ümit Özdað geliyor." diyor. Bu sözler, doðal olarak eleþtiri yaðmuruna tutuldu.
Kendini Mehdi ilan eden Tuncer Çiftçi daha önce birçok cehalet örneðine imza atmýþtý. Cennet garantili mezar yeri satmadan tutun da kendini sevenleri buz gibi þelalenin altýna sokmaya kadar onlarca cahilce hareketle gündeme gelen Çiftçi'nin müritleri, yeni bir cehalet örneði sergilemekten çekinmediler. Doðum gününü kutlamak isteyen bir grup kadýn Tuncer Çiftçi için "Allah Nuru" ifadelerini kullandý.
Bu tarz cahillikler sadece bizim ülkemize has deðil. Dünyanýn her tarafýnda bunun benzeri birçok sahneye rastlamak mümkün. Öyle ki cehaletlerini toplu olarak gösterip canlarýyla ödeyenler de var. ABD'deki Peoples Temple tarikatýnda 900 kiþi tarikat liderinin emrine uyarak zehir içip topluca intihar etmiþti.
Toplu cehalete, Fazlýoðlu'nun tanýmýndan referansla 15 Temmuz iþgal giriþimini örgütleyenlerin sunduðu zehri ilaç kabul edenleri de örnek olarak gösterebiliriz.
Dünyada sergilenen cehalet örneklerine baktýðýmýzda içerisinde gençleri de yetiþkinleri de eðitimlileri de zenginleri de her türlü ýrktan ve cinsiyetten insaný da görmemiz mümkün.
Cehalet öyle bir bataklýk ki ne ýrk dinliyor ne eðitim ne de din!
Peki, esas itibariyle takip edilmesi gereken yol iþaretlerine, hat/çizgi oluþturan alametlere rahat ulaþmamýz gereken bu zamanda böylesine cahillikler nasýl oluyor da bu kadar revaçta olabiliyor?
Ýlim ve fen arttýkça insanýn cehaletinin de azalmasý gerekmez mi?
Bilgiye ulaþma oldukça kolaylaþmýþken, bütün teknolojik imkanlara raðmen niye insan cehalet bataðýna gömülür ki!
Üstelik insanlarýn belli bir yaþa kadar eðitim almasý zorunlu bir halde iken!
Ýbn-i Sina, cehaleti "nefsânî (ruhsal/psiþik) bir hastalýk" olarak nitelendirmektedir. Sina'dan mülhem; imkanlar maddi olana hizmet amacýyla kullanýldýðýnda ruhun ihtiyaçlarý giderilmemiþ olur diyebiliriz.
Modern dünyanýn ihmal ettiði en büyük gerçeklik ruh. Ýnsaný bedeni hazlara boðan seküler dünya onun ruh dünyasýný ihmal ediyor. Bedeni þiþmanlattýkça þiþmanlatan tüketim çýlgýnlýðý sonucu ruh zayýfladýkça zayýflýyor. Bütün bu boþluðu ise cehaletin en uç noktalarý dolduruyor.
Þair ne güzel ifade etmiþ:
"Cismini beslersen fil olasýn, gýdayý ruha ver Cibril olasýn".
Ýnsanýn sadece maddi varlýðýna deðil ruhuna hitap eden argümanlarý devreye sokmadýkça bu cehalet bataklýðýnýn önüne geçilemez.
Bilgi veren bir eðitim sisteminin yanýna hikmet de eklenmedikçe kitap yüklü eþekler haline gelmek kaçýnýlmaz.
Dýþ görünüþümüzü güzelleþtirsek de ruh bakýmýmýzý yapmadýðýmýz sürece baþkalarýnýn oyuncaðý olmaktan kurtulamayýz.
Allah hepimizi cehalet bataklýðýna saplanmaktan muhafaza eylesin.