PKK'nýn Gara'da eli kolu baðlý 13 masumu kalleþçe katletmesi devlette ve millette öyle büyük bir öfkeye sebep oldu ki PKK katliamlarýna gerekçe üreten, katili gizlemeye kalkanlar bu öfkeden payýna düþeni layýkýyla alýyor.
"Toplumda kutuplaþma", "siyasette restleþme", "söylemde sertleþme" vesaire diye adlandýrýlan ve "aman ha, çok tehlikeli hal aldý" diye alarm verilen durumlarýn sebebi esasen budur.
Ýki tarafý da eþit tutarak "herkes iki adým geri gitsin" diyenler açýkça taraf tutuyor. Terör örgütlerine, terör destekçilerine karþý geri adým atýlmaz çünkü. Bilakis.
Dolayýsýyla durduðu yerden feragat edecek olanlar tartýþmasýz biçimde "silah býrakmasý gerekenlerdir".
Sýrf CHP ve Ýyi Parti, HDP ile hedef birliði yaptý diye "HDP, PKK'nin siyasi koludur" diyemeyecek miyiz yani?
Kýlýçdaroðlu'nun onca toplumsal baskýya raðmen 16 þehidi katleden terör örgütünün PKK olduðunu ýsrarla söylemediðini görmezden mi geleceðiz?
"Terör nereden ve kimden gelirse gelsin..." gibi katliamý yok sayan, katili meçhul hale getiren tavrýnýn "PKK'yý incitmeyerek HDP oylarýný almak" olduðunu görmeyecek miyiz?
PKK'yý sorumlu dahi tutmadan, terörle baþarýlý bir mücadele yürüten "Cumhurbaþkaný Erdoðan'ý hedef almasýnýn ardýnda þehitler deðil, seçimler var" demeyecek miyiz?
Hadi oradan.
CHP'nin PKK'nýn siyasi kolu HDP'ye daha ne kadar payanda olacaðý, tabanýn bu durumu ne kadar taþýyacaðý meçhul. Lakin ülkenin ikinci büyük partisinin siyasi rekabette elini güçlendirmek için ikircikli davranmasý, terör örgütleriyle ayný yerden ses vermesi, hasým durumundaki devletlerin Türkiye'ye tutumunda böðrümüzü boþ býrakýyor. Ve darbe alýyoruz içerden.
HDP'nin tavrý ise gayet net. Türkiye'nin güvenliðini, bekasýný, geleceðini ilgilendiren hiç bir konuda Türkiye'nin yanýnda deðiller.
Gelelim baþlýða. HDP'nin kapatýlmasýyla ilgili talepler ve tartýþmalar yeni deðil ama konunun iyice ýsýndýðý da belli.
Hem Gara sonrasýnda HDP'nin deðersiz yalnýzlýðý, hem MHP'nin kapatma davasý için yapacaðý baþvuru, hem de Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý'nýn 6-8 Ekim Kobani olaylarýyla ilgili kabul ettiði iddianame zamanýn daraldýðýný gösteriyor.
Eþ Baþkan Pervin Buldan'ýn alelacele yaptýðý "PKK ile baðýmýz yok" açýklamasý mizahtan çok panik içeriyor o yüzden.
AK Parti'nin parti kapatmalarý zorlaþtýran parti olmasýný HDP'nin kapatýlmasýnýn önünde deðiþmez bir tavýr olarak görmemek lazým.
"HDP kapatýlýrsa yenisini kurarlar, 1990'larýn baþýnda HEP'le baþlayan süreçte kapatýlan her parti yerine yeni bir tane kurdular" itirazý haklý bir itiraz. Ama bunun bir çaresizliðe dönüþmesine izin vermemek gerek.
Teröre bulaþan hiçbir parti açýk kalamaz. Dünyanýn hiçbir yerinde, hiçbir demokratik ülkede buna izin verilmez. Öldürerek siyaset yapýlmaz çünkü.
Kadrolarý, programý, milletvekili ve belediye baþkan adaylarý Kandil tarafýndan belirlenen yapýlanmaya siyasi parti dememek gerekir.
Ya da bazý seçmenler böyle bir partiye (terör baðýný) bilerek ya da bilmeyerek oy verdi diye terör baðlantýsý aklanmaz, buharlaþmaz.
Kaldý ki Türkiye PKK'ya silah býrakmasý, HDP'ye Türkiye partisi olmasý için yeterince fýrsat verdi. Tahammül etti, bekledi. Yetti.
MHP baþvurursa, Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý da davayý açarsa, Anayasa Mahkemesi karara baðlayacak.
Bakalým HDP'yi kapatmamak mümkün olacak mý?
Öte yandan aralarýnda Pervin Buldan'ýn ve grup baþkanvekillerinin de bulunduðu 9 HDP'li milletvekiliyle alakalý fezleke (mahkeme kararý) Meclis'e geldi. Genel Kurul'da dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýlýp kaldýrýlmayacaðý önümüzdeki günlerde oylanacak.
Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn dünkü vurgusuyla "heyula" halini alan CHP fezlekelerle ilgili nasýl oy kullanacak?
Bakalým CHP için HDP'lilere dokunmamak mümkün olacak mý?