İmamoğlu alttaki küpü çekti...

Ekrem İmamoğlu, Diyarbakır gezisiyle Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan etti.

HDP üzerinden bir emr-i vaki bu.

Aynı zamanda Kılıçdaroğlu'na meydan okuma.

Nitekim Kılıçdaroğlu, dün bu konudaki soruya şaşkınlıkla cevap verdi: "Bana gelmiş böyle bir talep yok. Ayrıca giderken de benden izin aldı."

İzin aldıysa, Diyarbakır'da İmamoğlu'nun yanında niye CHP teşkilâtı yok?

İmamoğlu'nun adaylığı konusunda HDP de ilk defa renk veriyor. Belli ki bir yerlerde pişirilip kotarılmış.

Akla ilk gelen Biden-Fetullah Gülen tezgâhı.

Bu ikilinin CHP'de, İP'te etkisi, HDP'de etkisi yabana atılacak gibi değil.

İmamoğlu'nun adaylığı konusu, Okyanus ötesinin kime oynadığını da gösterecek.

Bilinmez, belki de asıl aday için bir tiyatro oynanıyor...

Bugün için soru şu:

Kim kimin façasını alacak? Kılıçdaroğlu İmamoğlu'nun mu, İmamoğlu Kılıçdaroğlu'nun mu?

Şimdilik Kılıçdaroğlu zor durumda bırakıldı.

İki açıdan.

Birincisi, "adayın partili olmaması gerekiyor" demişti.

İkincisi, "adayı arkadaşlarla belirleyeceğiz" diye çok iddialı konuştu.

Başbakanlık düşleyen Meral Akşener, rezil bir siyasî çıkışla İmamoğlu'nu Fatih Sultan Mehmet ile bir tutarak işin içinde olduğunu ilan etti belki ama diğer muhalefet partilerinden henüz tepki yok.

Sergi, halaylar falan tam bir proje var karşımızda.

Biden'ın kulakları çınlasın.

Şu çıktı ortaya. Muhalefetin Cumhurbaşkanını belirleme süreci çok sancılı, hatta kavgalı olacak.

Bir defa İmamoğlu'nun, İstanbul'da daha parmakla gösterilecek bir hizmeti yokken Türkiye'yi dolaşmaya başlaması, CHP içinde çatlak oluşturacaktır. Daha şimdiden espriler başladı bile: "İmamoğlu önümüzdeki günlerde İstanbul'a geliyor..."

CHP içinde oyunlar dönüyor. Muhalefet ittifakı içinde oyunlar oynanıyor.

Öyle ki aralarında ciddi bir güven problemi olduğu çok açık.

Bunlar bir de iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem istiyorlar. Kem âlât ile kemâlât olmaz. Sıradan siyasetçiler ile eskinin vesayet sistemleri kurulabilir ancak...

Daha aday konusunda birbirlerine güvenmeyen bu siyasî kadrolara millet neden güvensin?

Zaten muhalefet ittifakı yamalı bohça gibi. Fikir, ideal birliği yok. Türkiye'nin eyaletlere bölünerek parçalanması ve "Büyük Kürdistan" kurulması için yanıp tutuşan HDP parmak sallayıp duruyor.

İyi Parti için için kaynıyor.

Sözcüleri çıkıyor "ha HDP ha PKK" diyor. Genel Başkan Akşener, Demirtaş'ı kahvaltıya bekliyor.

İmamoğlu'nu HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ın gezdirmesi falan...

CHP tabanı buna ne kadar tahammül edecek?

Kuvâ-yi Milliye'den geldiğine inanan parti tabanı, Diyarbakır Annelerini ziyaret etmeyen birinin Cumhurbaşkanlığı için çalışacak mı?

Diyarbakır'a gidip de Diyarbakır Annelerini ziyaret edemeyen İmamoğlu'nun yaptığına vicdansızlık, korkaklık denir. Bölücü terör örgütü PKK'yı savunma konumuna savrulan biri, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olamaz...

İmamoğlu'nun Diyarbakır'da HDP üzerinden yaptığı çıkış, muhalefette yeni bir dönemi işaret ediyor.

Bir domino taşı etkisi olacaktır.

Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı için de kara bulutlar toplanıyor.

İmamoğlu alttaki küpü çekti, seyreyleyin gümbürtüyü...