İsrail'i biz durduracağız!

İsrail'i Birleşmiş Milletler durdurabilir mi?

Durdurmayacağı kesin. 7 Ekim'den bu yana Gazze'deki "durumu" görüşmek üzere altıncı kez toplanan BM Güvenlik Konseyi'nden hiçbir karar çıkmadı yine, çıkmaz çünkü.

Genel Kurul kararlarının yaptırım gücü olsaydı evet, terör örgütünü durdurabilirdi. 28 Ekim'de oylanan "Gazze'de acil, kalıcı ve sürekli bir insani ateşkes" kararına 193 üyeden sadece 14'ü hayır dedi çünkü.

120 ülke ise şüpheye yer bırakmayacak şekilde soykırım suçu işleyen, hiçbir insani, hukuki, askeri kurala, uymadan canice öldüren İsrail'i durdurmak için tutum aldı.

Aldı da ne oldu?

Hiçbir şey! Bağlayıcılığı yok çünkü. "Tavsiye" niteliğinde. İsrail bunu bile reddetti zaten. Üstüne bir de "alçakça bir çağrı bu" diye çemkirdi. Sadece işgalci ve soykırımcı değil çünkü. Şımarık ve küstah aynı zamanda!

İSRAİL SORUNUNUN ÇIKIŞ NOKTASI: BM

Cumhurbaşkanı Erdoğan boşuna demiyor "dünya beşten büyüktür" diye.

Gazze'deki vahşeti görüp "İsrail'i durdurun" diye yalvaran vicdanlı BM çalışanlarını dışarda tutarsak, BM kurumsal olarak işlevsiz. Baştan böyle kurgulanmış. Beş devleti diğerlerinden üstün tutan bir organizasyonun adil olduğunu kim söyleyebilir?

İsrail sorununun çıkış noktası da BM zaten.

29 Kasım 1947'de Filistin topraklarını Araplar ve Yahudiler arasında pay ederek bölgeyi kana boyayan İsrail sorununu BM başlattı çünkü.

En az 30 yıldır bu sonuç için çalışılıyor, Siyonist örgütlerin eli, İngilizlerin korumasıyla demografi değiştiriliyordu. 1917'de Filistin'deki Yahudi nüfusu yüzde 8 iken dünyanın dört yanından taşınan Yahudilerle birlikte 1947'de Filistin'in 3'te biri Yahudi olup çıkmıştı.

İsrail kurulduktan sonra sorun mütemadiyen büyüdü. İsrail bir yandan nüfus transfer etti, bir yandan Filistinlilerin evlerine arazilerine el koydu, öldürdü, sürdü, övündü. Bu esnada BM hiçbir şey yapmadı.

Dolayısıyla sorunun sebebi olan çözümün mimarı olamaz.

MAZLUM VE İZZETLİ FİLİSTİN!

Müslüman dünya bu arada ne yapıyor? Devletlerin çok parçalı, güçsüz ve angaje olması, 1969'da Kudüs davası için kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı'nı baştan çözümün dışına atıyor.

Arap Birliği aynı şekilde.

İsrail'e komşu ülkeler kendi sorunlarıyla boğuşmakta ve tamamı uzun süredir operasyonlara, darbelere, iç savaşlara, terör yapılanmalarına maruz halde...

İnanılmaz ama İsrail'in cinayetlerini durduracak bir güç görünmüyor hâlihazırda koskoca dünyada!

O kadar sahipsiz, kimsesiz Filistin!

Bir tek Türkiye!

Tarihi, insani, dini, vicdani açıdan Gazze'ye Filistin'e sahip çıkıyor Türkiye. İsrail sorununu uluslararası hukuka uygun ve kalıcı olarak çözmek amacıyla çok yönlü çaba yürütüyor.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken'a Hakan Fidan'ın ilettiği uyarılar, meselenin ne kadar doğru kavrandığının ve çözüm anahtarının nerede olduğunu ispatlıyor.

KÜRESEL İNTİFADA

Bir de insanlığın vicdanı var çok şükür.

Küresel intifada başlamış durumda.

Amerika'da Avrupa ülkelerinde, İslam ülkelerinde başkentlerde kentlerde her yerde yüzbinlerce milyonlarca vicdanlı insan "Filistin'e özgürlük", "Soykırımcı İsrail" diye haykırıyor.

İsrail'e ve destekçi devletlere karşı yapılan protestolarla beraber Siyonistlere açıktan destek veren markalara, firmalara yönelen küresel boykot öyle yayıldı ki katilin hesaplamadığı bir yaptırım gücü ortaya çıktı, büyüyor.

Türkiye'de vatandaşlar gibi artık TBMM başta olmak pek çok devlet kurumu, AK Parti belediyeleri, üniversiteler, restoranlar, marketler, kantinler... Boykota dâhil oldu.

Algı endüstrisiyle oluşturduğu yalan perdesini İsrail yine kendisi yırttı. Batı cephesinin çıplak olduğu herkese ayan artık.

Emperyalizmin Siyonizm ile giriştiği işler liberalizm kamuflajına rağmen ciro kaybediyor, imaj kaybediyor.

Müthiş bir farkındalık ve kararlılık söz konusu.

Kimle konuşsam aynı şeyi duyuyorum. "Her markanın yerli muadili var. Olmasa da yemesen ölmezsin. Ama bizim paramızla alınan bombalar Gazze'de çocukları öldürüyor".

Hakikat bu.

İsrail'i ve arkasındakileri durduracak olan da bu inşallah.