Bu pespayeliði de gördük. Gara'daki 13 rehin sivil katliamý için ýsrarla "PKK terör örgütü" demeyen CHP Genel Baþkaný, dün sýkýþtýrýlýnca gerekçesini açýkladý:
"Bölücü terör örgütüne söylenmesi gereken her þey söylenmiþtir. Devletin diline uygun. Milli Savunma Bakanlýðý bölücü terör örgütü der, biz de kullanýyoruz. Bölücü terör örgütünün reklamýný yapmak zorunda deðiliz..."
Þuna bak, reklam olmasýn diye PKK demiyormuþ...
Türk Silahlý Kuvvetleri komutanlarýnýn, PKK'nýn adýný aðýzlarýna almadýklarý yalaný, bir bühtan ve alçakça bir saptýrmadýr.
Hele hele PKK dememeyi, devlet dili olarak savunmak, kalleþlikten de ötedir.
Tam bir PKK savunuculuðu, devlet ve millet düþmanlýðýdýr.
Kýlýçdaroðlu, hem yalan söylüyor, hem de Milli Savunma Bakanlýðý'ný ve Genelkurmay Baþkanlýðýný töhmet altýnda býrakýyor.
Bakanlýðýn Twitter hesabýndan yapýlan ilk açýklamada, "Ýnsanlýk düþmaný terör örgütü PKK'nýn, sivil vatandaþlarýmýzý canice þehit ettiði Gara'daki maðarada..." ifadesi kullanýldý.
Sonrasýnda MSB Akar, Pençe Kartal-2 Harekâtý'nýn sevk ve idare edildiði sýnýr hattýndaki Harekât Merkezi'ne gitti. "Böylece PKK'nýn kalleþ ve cani yüzü bir kez daha görülmüþtür" dedi.
Bakan Akar'ýn ardýndan Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Yaþar Güler de söze, "PKK terör örgütü unsurlarýný etkisiz hâle getirerek..." diye baþladý.
Ýþte her ifadede PKK deniyor.
Kýlýçdaroðlu'ndaki cürete bakýnýz. "Genelkurmay demiyor, ben de PKK demiyorum" diyor.
Yuh artýk...
Kýlýçdaroðlu, Akþener, Karamollaoðlu, Davutoðlu ve Babacan, milletimizi derinden üzen acý bir olayý, Erdoðan düþmanlýðý için kullanmaya kalktýlar. Siyasî polemik konusu yaptýlar.
O þehitlerin bazýlarýnýn anneleri, Diyarbakýr'da HDP binasý önünde evlâtlarý için aylardýr nöbet tutuyor.
Neden bu muhalefet baþlarý, bir gün onlarýn yanýna gidip destek olmadýlar? Utanmaz sýkýlmaz bir CHP milletvekili, o ailelere zafer iþareti yaptý.
Þimdi Kýlýçdaroðlu kalkmýþ, "sorumlu Cumhurbaþkaný'dýr" diyor.
O rehineleri 5-6 yýldýr maðara maðara gezdiren, iþkence eden PKK sorumlu deðil...
Baþlarýna kurþun sýkan alçak sorumlu deðil...
O alçaða Kandil'den talimat veren Karayýlan alçaðý sorumlu deðil...
Sýrtýný PYD'ye dayayan, "Daha Öcalan'ýn heykelini dikeceðiz" diyen HDP'li alçaklar sorumlu deðil...
Cumhurbaþkaný Erdoðan sorumlu, öyle mi?
Yuh olsun...
Bir de Karamollaoðlu var.
O da diyor ki; "Bu harekât niye yapýldý? Bu sorunun cevabýnýn mutlaka verilmesi lazým..."
Ýsim zikretmesek, bu soruyu soran içimizden biri olamaz, denir.
Karamollaoðlu'nda vicdan olsa, önce "bu insanlar neden rehin tutuldu? Baþlarýna neden kurþun sýkýldý?" diye sorar.
Bu PKK, 1984'den bugüne kadar 6021 sivil vatandaþý katletti. Altý bin yirmi bir... Sormuþ mu Karamollaoðlu, "bu sivilleri neden katlediyorlar?"
Karamollaoðlu'nun, Erdoðan düþmanlýðý ile gözü dönmemiþ olsaydý; "Batý'nýn taþeronu bu örgüt, ABD'den binlerce týr silah alýyor. ABD nasýl bir müttefik, bize bu kalleþliði neden yapýyor?" diye sorardý...
"NATO üyesi Avrupa ülkeleri PKK'lýlarý neden himaye ediyor?" diye sorardý...
Sonra da "Güvenliðimiz, vatanýmýzýn bütünlüðü için PKK çok büyük tehlike. Devletimiz kararlý bir mücadele veriyor. Biz, devletimizin yanýndayýz" derdi.
Rahmetli Erbakan olsaydý böyle derdi...
Devletine karþý katillerden yana olanlarýn kin ve nefret siyasetini bu millet görmüyor deðil.
Yabancý plan ve projelerine malzeme olanlar; millet için deðil, yabancý emelleri için siyaset yapýyorlar demektir.
Ne zamana kadar?