Birinci ve Ýkinci dünya savaþýnýn çýkmasý için "ortaya atýlan nedenler" ile manipüle edilerek "gerçekleþtirilen eylemler", "Ciddi bir þekilde yeniden okunmalýdýr!" diye yazarken; günümüzde olanlar ile aradaki "benzerliklerin" doðru görülmesine deðinmekteyim.
"Cihan" devletleri, "Ulus" devletlerine dönüþtürülürken; "hesaplar" henüz kapanmadý. Açýk kalan hesaplarýn kapanmasý arzu edildiði için, þimdiki "kriz" dönemine denk gelmiþ bulunmaktayýz. "Rusya saldýrmaz" derken; Ukrayna'nýn "masumiyeti" üzerinden hesap yaptýk. Oysa tam tersi, yeni dünya savaþýnýn Ukrayna üzerinden dizayn edildiðini hesaba katamadýk...
Mesele þu ki; ABD dünyanýn "paylaþýmýnda" tek taraf olmaktan vazgeçmedi ve geçmeyecek gibi...
Buna karþý koyanlar içinde, Rusya'nýn hedefe oturtulmasý da bundan dolayýdýr. ABD'nin Rusya'yý taraf olarak "denklem" dýþý býrakmak isteði, içinde bulunduðumuz sürecin ana damarýný oluþturduðu kanaati giderek teyit alýyor...
Hindistan, Çin, Rusya ile nasýl bir "antlaþma" veya "hesaplaþma" söz konusu olacaðýný, geliþmelerin seyri belirleyecek. "Rusya parçalanýr diyenlerin bir adým ötesinde olacaklarý düþünüyor mu?" sorusu þimdi daha ziyade hayatidir.
Ýran içinden, Türklerin "milli hassasiyeti" üzerinden oluþturulmak istenen algý; bölgesel facianýn derinlemesine hizmetten öte bir durum deðildir. Herkes kendi milli çýkarlarýnýn peþine düþerken, orta ölçekli ekonomilerin, zayýf devletlerin kimlerin "þemsiyesi" altýna geçebileceðini de iyi okumamýz gerekiyor.
Rusya, özellikle Putin'in Küresel dayatmaya karþý koymasý, þimdi deðil ama ileriki yýllarda, tarihin seyri içerisinde daha anlaþýlýr "içerik" kazanacaktýr.
"Ukrayna'ya yazýk edildi!" derken, kullanýldýðýna dair "kanaatlerimize" dayanmamýz, daha baþka senaryolara da bu çerçevede bakmamýz gerektiðine iþaret edenlerdenim. Bir taraftan devletler ile þirketler; diðer taraftan ise Küresel güç kalmanýn savaþýný veren devletlerin savaþý... Gerisi sadece kullanýþlý enstrümanlardýr.
Bu durumda kulaða hoþ gelebilen söylem ve eylemleri dikkatlice irdelemeliyiz. Rusya'ya yönelik Küresel baskýnýn gerisi de gelecektir. Milli ve dini deðerlerin içi "boþaltýldýkça", bu küresel baskýya direnecek "Aðýr silahýmýz yoktur" demek olacaktýr.
"Peki, üçüncü dünya savaþý çýkarsa, nasýl bir gelecek söz konusu olur?" Sorusunun cevabýný düþünmemiz gerekiyor. "Birinci ve ikinci dünya savaþlarýndan sonraki dünya düzenini, yeniden okumalýyýz" derken, bu "endiþeme" dayanmaktayým.
Onun için olup bitenlere, "ýrkçý söylemlerin"; "milli kýlýflý sunumuna", "küresel baskýyla bölgesel geliþmeler arasýndaki baðlara", "aile kavramýna", bunu savunan "din alimlerine saldýrýlara", "milli söylemlerin" daha fazla kullanýþlý "kurgu" gibi devreye sokulmasýna ve zamanlamalara dikkat...