Müslüman mahallesinde salyangoz satanlar

Türkiye toplumu ezici çoðunluðu Müslüman olan bir ülkedir. Müslüman olmayan baþka dinlere mensup vatandaþlarý bulunduðu gibi bilimsellik adýna ateist olanlar da vardýr.

Müslümanlar Kuran’da belirtildiði gibi “Dinde zorlama yoktur.” kuralýna iman ederler ve inanç özgürlüðünü sonuna kadar savunurlar.

Ama bu özgürlüðün baþkalarýnýn özgürlük alanýyla sýnýrlý olduðu da evrensel bir kuraldýr.

Birisi veya birileri baþkalarýný tahkir etmeden kendi inancýný açýklayabilir. Ama kendisi gibi düþünmeyenlere saldýrmaya baþladýðýnda bu sýnýrý aþmýþ ve inanç özgürlüðü ilkesini ihlal etmiþtir.

Ýþte Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Dr. Ali Erbaþ hocanýn zina ve eþcinsellik konusunda açýkladýðý Kuran ahkâmýna karþý Ankara Barosu’nun yayýnladýðý bildiri tam da inanç özgürlüðünü ihlal eden bir bildiri olmuþtur.

Birilerinin zinakâr ya da eþcinsel olmalarý özel hayatlarýdýr baþkalarýný ilgilendirmez. Ama zinayý ve eþcinselliði savunmak için ezici çoðunluðun inancýný tahkir etmek sadece inanç özgürlüðünü ihlal deðil ayný zamanda toplumun günah olarak nitelediði bir ahlaksýzlýðý savunmaktýr.

Ülkenin ezici çoðunluðunun inancýna saldýrmak gibi bir fitnenin fitilini ateþlemektir.

“Bu þahýs” diyerek, ülkedeki dini otoritenin baþýndaki ilahiyat profesörünü aþaðýlamak toplumda kin ve nefret tohumu ekmekten baþka bir þey deðildir.

“Sesi çaðlar öncesinden gelen” ve Kuran ayetlerine “doðma” diyerek açýkça Ýslam’ý hedef alan bu açýklama baþkan Erbaþ’ýn þahsýnda Ýslam’a ve bütün müminlere yönelik bir hakarettir.

"Halký ellerinde meþalelerle meydanlarda cadý diye kadýn yakmaya davet etmesi kimseyi þaþýrtmamalýdýr" ifadeleri ise ortaçað Avrupa’sýnýn baðnazlýðýyla Ýslam medeniyetini karýþtýran bir hezeyandýr.

Bu açýklamayý yapanlar maalesef kendilerini toplumun fevkinde bir mevkie yerleþtirmiþ, oradan dünyaya nizamât vermeye çalýþan ve hâlâ o eski vesayet sisteminin devam ettiðini zanneden uykudaki bedhahlardýr(kötü yürekliler).

Ýþin en acý tarafý da toplumu rahatsýz eden bu açýklamayý Türkiye Barolar Birliði bile kabul edilemez bulurken ana muhalefet partisi sözcülerinin savunmaya geçmesidir.

CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Yýldýrým Kaya ve Grup baþkan vekili Özgür Özel Ýslam’a yapýlan hakareti kýnayan tek kelime etmeden bu açýlamayý fikir özgürlüðü olarak deðerlendirip, “Ankara barosunu yedirmeyiz” diyerek savunmaya geçmiþlerdir.

Tam Yaþar Nuri Öztürk’ün tarif ettiði gibi.

CHP’den milletvekili seçilip bir sene sonra istifa eden Yaþar Nuri Öztürk, CHP yönetimini ‘Ýliklerine kadar Kuran nefreti iþlemiþ yönetim’ olarak tarif etmiþti.

Kimin neye inanacaðý bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren taraf kitabýmýza ve inancýmýza hakaret edilmesidir.

Ankara ve Ýstanbul’da muhafazalar kökenli iki adayla (belediye meclisi hariç) sadece baþkanlýk seçimini kazanan bu zihniyet milletin tarihe gömdüðü vesayet sisteminin geri geleceðini uman öngörüsüzler kesimidir.

Vesayet sisteminin düþünce yapýsý bilimsellik adýna Ýslam karþýtlýðýdýr ve bunu 27 Nisan 2007 tarihine kadar devletin kurumlarý eliyle millete dayatmýþlardýr.

Ama 27 Nisan’da siyaset bu vesayete karþý direnmiþ, 2008’de vesayet sistemi direnen siyasi partiyi kapatmaya çalýþmýþ orada da baþarýlý olamayýnca 15 Temmuz’da kanlý bir darbe giriþiminde bulunmuþ ve bu aziz millet eliyle tarihe gömülmüþtür.

Ankara Barosu’nun da CHP’nin de bu gerçeði görmezden gelen tavrý onlara bir þey kazandýrmayacaktýr. Aksine CHP ilk seçimlerde hak ettiði cevabý milletten alacaktýr.

Onlara sadece uykudan uyanmalarýný tavsiye ederiz.

Vesayet dönemi bitti beyler bitti!

Savunduðunuz ahlaksýzlýk da 4 bin yýl öncesine ait bir yobazlýktý, baþta Nuh peygamber olmak üzere o ahlaksýzlýkla mücadele etti.

Ýslam da o mücadeleyi sürdürüyor.

O kadar!