"Kim bir kavme benzemeye çalýþýrsa, o da onlardandýr." (Ebû Dâvud) hadisi þerifi sanýrým tam da günümüz için söylenmiþ bir söz. Diðer toplumlarda olup da memleketimize devþirmediðimiz özel gün kalmadý neredeyse.
Diðer toplumlara benzemek adýna son ithal ettiðimiz gün "Cadýlar Bayramý" oldu.
Daha önce medyada fotoðraflarýný gördüðümüz ve baþta ABD olmak üzere batý ülkelerinde kutlanan Cadýlar Bayramý bu yýl bütün þatafatýyla ülkemizde de arzý endam etti.
Hem de Amerika ve Avrupalýlarý yani Batýyý kýskançlýktan çatlatacak derecede!
Baþta sosyal medya olmak üzere birçok mekânda ünlü-ünsüz pek çok kiþi garip kostümlerle boy gösterdi.
Bundan bir önceki "Batý'dan devþirme günümüz" "Black Friday" olarak bilinen "Kara Cuma" idi.
Bu nitelemenin Müslümanlara itici geleceðini anlayan zeki (!) giriþimciler hemen "Muhteþem Cuma", "Efsane Cuma" gibi kelimelerin ardýna sýðýnarak ne yapýp edip Batý'ya ait bir kültürü milletimize yutturuverdiler. Bu yeni özel günümüz de (!) Kasým ayýnda yani önümüzdeki günlerde yeniden çarþaf çarþaf reklamlarla karþýmýza çýkacaktýr.
Baþka bir kavme benzeme furyasýnda tamamen seküler kesime yüklenmek de haksýzlýk olur.
Muhafazakâr kesim de geri kalýr mý?
Onlar da yeni doðan çocuk için bir sevinç belirtisi olmak üzere akika kurbaný kesip konu komþuya daðýtma, böylece sevincini ikramda bulunarak paylaþma sünnetinin yerine, Hýristiyan kültüründe olan "Vaftiz Töreni"nden ilham alarak bir "bidat" icat ederek, çoðunluðu harama kaçan kutlamalarla bir "isim verme" günü ortaya çýkardýlar.
Ýslam tarihinde hiç görülmemiþ bidatler içeren böyle bir faaliyet güya Ýslami bir kimliðe büründürülerek milletimize sunuldu.
Amaçlar belli: Gösteriþ, þatafat, israf...
Bu ve benzeri birçok baþka kültüre ait günler ve faaliyetler hiç sorgulanmadan alýnýp, uygulanýyor maalesef. Bir Hristiyan adeti olan yýlbaþý kutlamalarý o kadar kanýksandý ki hakkýnda olumsuz bir cümle kullananlar adeta linç ediliyor.
Ýþin ilginç ve en vahim yaný ise toplum tarafýndan bu tarz günlere asýl icat edenlerden daha fazla sahip çýkýlýyor olmasý. Korkarýz bu gidiþle yakýn bir zamanda diðer kavimlere benzeme noktasýnda o kadar ileri gideceðiz ki, sahip çýktýklarýmýz bile þaþýrýp kalacak halimize!
Bizi asýl korkutmasý gereken uðranýlan kültür dejenerasyonun farkýnda bile olunmamasý. Bu furyanýn toplumun asimilasyonunda nelere yol açacaðýný öngörememek veya böyle bir derdi taþýmamak çok vahim.
Batý kültüründen söz etmeye baþladýðýmýzda zihnimize üstat Cemil Meriç'in uyarýlarý geliyor:
"Ya Batýlý olacaðýz yahut Batý kültürünün âzâd kabul etmez sömürgesi." der ve Batý'nýn her yaptýðýna hayran kalan ya da taklit edenlere dair müthiþ benzetmesiyle devam eder, "Batý'nýn her hastalýðýný ithale memur bir anonim þirket."
Cemil Meriç Batý'dan devþirilmeye çalýþýlan "çaðdaþ"anlayýþý ve yaþam biçimini "asrîleþmek yani maskaralaþmak, gavurlaþmak" olarak gördüðünü de söylüyor.
Bu durumu, Milli Takým ve Fenerbahçe'nin eski kelecisi Volkan Demirel'in eþinin yaptýðý instagram paylaþýmýnda çok net bir þekilde görebiliyoruz.
Yüzbinlerce takipçisiyle bir instagram fenomeni olan Zeynep Sever Demirel þöyle diyor paylaþýmýnda: "... popüler kültür þeysi iþte, eðlenceli seviyoruz. Fazla anlam yüklemeyin. Dininizin yozlaþmasýný bu kadar dert edeceðinize ekonomimizi dert edin."
"Popüler kültür þeysi..." Bir toplumun asimile olmak konusundaki acýnacak halini tarif edecek bundan daha aymaz bir tarif bulunamazdý!
Ya "Dinin yozlaþmasýný dert edeceðinize" gafletine ne demeli. Yani buradan þunu mu anlamalýyýz: Demek ki "Din" onun dini deðil, "Ekonomi" dini olmuþ!
Ýþte burasý sözün bittiði yer...
Yazýya hadisle baþladýk hadisle bitirelim: "Sizler karýþ karýþ, arþýn arþýn sizden öncekilerin yolunu izleyecek, inançlarý ve yaþayýþlarýný ölçü edineceksiniz. Küçük bir kertenkele deliðine girecek olsalar, siz de onlarý takip edeceksiniz."
Sahabenin, "Ya Rasûlellah! (Ýzlerini takip edeceðimiz bu topluluklar) Yahudiler ve Hristiyanlar mý olacak?" sorusuna Efendimiz þu cevabý buyurur: "Ya baþka kimler olacaktý?" (Buhari, Müslim)