Rusya, Ukrayna'ya saldırınca CHP ve İYİ Parti'den S-400 hava savunma sistemine karşı peş peşe açıklamalar geldi.
Tam da Ukrayna'nın en büyük askerî probleminin, Rusya'nın hava saldırıları karşısında savunma sisteminin olmadığının ortaya çıktığı sırada, muhalefetin perişanlığını, Erdoğan düşmanlığı dışında izah etmek mümkün değil.
Evet, muhalefetin gözü dönmüş.
Sanki ABD, Avrupa sözcüleri gibi davranmak nasıl da milli güvenlik meselesi haline geldi, görüyoruz artık.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç,
"S-400'leri aldık, kullanmadık, aktive etmedik. S-400'ler bekliyor. Sizin beceriksiz politikalarınız yüzünden." diyor.
Zekâ kıtlığı yoksa bu politikacı, bizim aklımızla alay ediyor.
Arabanda hava yastığı var, kaza anında devreye giriyor. Hiç kaza yapmadıysan boşa mı para verdin, akıl küpü?
S-400'ler hava savunma sistemleri. Yani hava saldırıları olunca kullanılacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi zaten.
Kılıçdaroğlu, "S-400'lerin niye alındığını bilmiyorum; kime karşı kullanacağımız da açıklanmadı" diye saçmaladığında, ne demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan?
"Kim füzeyle ülkemize saldırırsa orada kullanılacak. Bir de 'S-400'ler hangarda bekliyor' deniyor. S-400'ler nerde beklemesi gerekiyorsa orada bekliyor. Tabii gizli konular bunlar."
CHP, İYİ Parti ABD'nin ağzının içine bakmasaydı, oralara kulak kesilmeseydi, devletten yana olsaydı S-400'lerin yerleri onlarla paylaşılırdı.
Muhalefet bu güveni veriyor mu?
Rusya Ukrayna'ya saldırmış; NATO, Avrupa, ABD, Ukrayna'yı gözden çıkarmış, ne kadar güvenilmez olduklarını büyük pişkinlikle anlatıp duruyorlar. Böylesine ibret verici bir zamanda İYİ Parti Genel Başkanı Akşener diyor ki:
"Türkiye, Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı, kendisini kırılgan hale getiren S-400'lerden acilen kurtulmalı, Akkuyu Nükleer Santralini derhal millileştirmeli, bölgesel istikrara risk oluşturabilecek Kanal İstanbul projesini durdurmalıdır."
Sanki Pensilvanya'dan yazdırılmış gibi.
Kılıçdaroğlu ve Akşener'in zamirindeki asıl beklentiyi de CHP destekçisi televizyon kanalı Halk TV'de Kadri Gürsel söyledi:
"Türkiye'nin bu yeni döneme, yeni soğuk savaşa verebileceği en yerinde, en stratejik, en kararlı reaksiyon iktidar değişikliğidir."
Talepleri çok açık. Şu kargaşada Erdoğan'ı göndermenin bir yolu bulunmalı.
Kaftancıoğlu'nun ağzından kaçırdığı gibi; seçimle, ya da BAŞKA BİR ŞEKİLDE. Kaç defa sorduk, nedir bu başka şekil?
Şu gerçek artık ayan beyan ortaya çıktı.
Erdoğansız Türkiye isteyenler etki ajanlarını ortalığa saldılar. 5. Kol faaliyetleri gemi azıya aldı.
Yalanlarla algı operasyonları yürütülüyor.
İşin içinde fonlanan medya, sosyal medyadaki organizasyonlar var.
Siyasette çok etkililer. Partilerin içine proje elemanlarını yerleştirdikleri gibi, taşeron olarak kullandılar, casusluk yaptırdıkları var.
En fazla da medyayı kullanıyorlar.
Mesela çok iyi tanıdığımızı zannettiğimiz kalemler var. Uyuyan hücrelerden uyandırılmış gibi bizi şaşırtıyorlar. "Bu da mı, bu da mı?" diye hayretler içerisinde kalıyoruz.
"Türkiye yönetilemiyor işte" diye algı korusu oluşturdular. Milletimizin moralini bozmak, psikolojisiyle oynamak, battık bittik havası oluşturarak bir yılgınlık, bedbinlik atmosferi hazırlamak peşindeler.
Hangi vicdan, hangi samimi vatansever, milliyetçi insan; Ukrayna'yı Rusya'ya terk ettikleri ortada iken Batı başkentlerine güvenir de "tam sırası Türkiye'de yönetimi değiştirelim, Erdoğan'ı devirelim" diye harekete geçer?
Bazılarının gerçekten cibilliyeti mi bozuk?