Böyle yazılar yazarken tek aksesuarım yüzüme taktığım " Müstehzi Gülümsemedir".
Ben açık büfe yazacağım, isteyen ihtiyacı kadar olanı alsın.
Dün akşam saatlerinde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Milli Uzay Programını açıkladı.
Hedef, Ülkemizde uzay teknolojileri alanında altyapı geliştirmek, kalkınmada araç olarak kullanmak ve uzay alanındaki başarıları milli teknolojilerle ileriye taşımak.
Sonra ne oldu? Yediği muhallebiden kase heykeli yapan kitle, tacizleri ve tecavüzleri en son teknolojiyle sessize alan kitle, buğulu cama ambulans yazan burunlarını bükerek , ağızlarını eğerek çavlamaya başladılar.
Bu ülkenin devrimlerini alkışlayanları "ezik" diyerek aşağılayan bu toz bulutlarının kaderi yağmur bulutlarını kıskanmak.
Milli olmayan muhalefet, Milli Uzay Programı açıklanınca elbette yere bakıp ıslık çalacak .. Hani aşağı bakmayacaktınız!
Şimdi anlıyor musunuz asıl göğe bakanların kimler olduğunu?
Biz göğe bakıyoruz, siz trene bakın .
Biz göğe baktığımız için ezik oluyoruz, sizin gibi insan izmaritleri ağız burun büktüğü için ilerici oluyor öyle mi?
Bu özgüvensizliğiniz neden? Yeryüzüne hükmeden bir ecdadın ayak izlerinden adım adım ilerleyen bir medeniyet, göğe neden yürüyemesin?
Tren nerede diyerek mutfak robotu izleyen bir trenses, 320 Milyar metreküp doğal gaz nerede diye soran gaz sıkışığı, Aşı nerede diye soran Gargamel'in amcaoğlu... Göğe bakın göğe açılırsınız..
Ya gelin beraber sevinelim zaferlerimize
Ya da Uzay'ın gidin etmeyin gölge.
Doğru ya, siz bu tarz devrimleri uşağı olduğunuz ülkelere yakıştırırsınız. Eziklikte yüksek yapanlar, bu toprakları seven insanlara "alçak" diyor.
Bir de bunların arasında yürüyen yer minderi bir entel var. Hani kemik gözlük takınca Edison'a cep harçlığı vereceğini zanneden aksesuar pazarcısı . Şöyle diyordu "Kaç yıldır iktidarsanız hani bir yönetmeniniz yok, bir besteci, bir sanatçı..." Oldu yahu, bir de sizin gibi körlere müsamere bebesi gibi şiir okuyalım. Siz kimsiniz ki. Bakar mısınız? Doğal Gaz nerede diye soran çalı çırpı, bizden ispat istiyor!
Önce işlenmemiş beyninizin içine neden bir zeka konduramadığınızı anlatın...
Ya da ayak altında dolaşmayın, az pişmiş heykellerinizin karşısında sırıtın.
Biz, göğe bakıp gülümsemeyi seviyoruz.