Geçen hafta, "Gezi olaylarından beter geliyorlar..."diye yazdım.
Çünkü psikolojik harbin bütün unsurlarını kullanıyorlar.
ABD Başkanı Biden, son olarak Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeydoğusundaki askeri eylemlerinin, ABD'nin güvenliğine tehdit oluşturduğunu belirtti.
Hemen ardından Suriye kuzeyinde PYD/YPG saldırıları başladı ve şehitler veriyoruz.
Dün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Son saldırılarda Rusya'nın da ABD'nin de sorumluluğu var." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin daha geçenlerde görüştü.
2. Dünya savaşı sonrasının Amerika–Rusya gizli pazarlıkları mı var?
Türkiye, küresel statükoyu bu kadar mı rahatsız ediyor?
İçerde gerilimin nasıl tırmandırıldığına bir daha bakalım.
HDP'nin meşrulaştırması için CHP ve İP gemi azıya aldılar.
Kılıçdaroğlu bu hafta da sordu: "Selahattin Demirtaş neden içeride?"
KHK'lılar toplayıp FETÖ'cülere ve PKK'lılara af vaadi devam ediyor.
Alenen ihanet şebekelerine kol kanat geriliyor.
Ne FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın, Yasin Börü ve arkadaşlarının hunharca şehit edildiği günde Demirtaş'ın eşini çıkartıp eli kanlı şahsa güzellemeler yapması tesadüf...
Ne de Boğaziçi Rektörünün arabasının üstüne yarı çıplak çıkan militanın tepinmesi tesadüf...
Bir strateji dâhilinde gerilim tırmandırılıyor, milletin ve devletin sinir uçlarına basılıyor.
Geçen hafta fitne kazanına bir odun daha attılar.
Neymiş, Ankara'da kapalı kapılar ardında Erdoğan'ın sağlığı konuşuluyormuş. Hem de bir Amerikan dergisi yazmış.
Neciymiş bu dergi?
2008'de "Dünyanın ilk 100 entelektüel" listesinin 1. sırasına FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i yerleştiren dergiymiş...
Birkaç gün önce Kılıçdaroğlu iyice zıvanadan çıktı.
Siyasî cinayetlerden kaygısı varmış.
"Erdoğan gerilimi doruk noktasına çıkarıp seçime gitmek ister"miş... Ama
"Eğer iş belli grupların ellerine silah alıp belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse bir gerilim olmaz"mış...
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın da, "Bizim de aldığımız suikast duyumları var" demez mi?
Nerede kotarılıyor bu projeler, planlar? Nerede hazırlanıyor bu tezgâhlar?
İçişleri Bakanı Soylu dün açık açık söyledi:
"Sizin ya terör örgütleriyle bir ilintiniz, bağınız var veya yabancı servislerle bağınız var.
"Bu FETÖ taktiğidir, açık. Onlarla çok kol kola girerseniz, onların hamiliğini kabul ederseniz geleceğiniz durum da budur."
Şimdi soralım Kılıçdaroğlu ve şürekâsına:
1. Yargıya başvurmadan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı doğrudan hedef almak siyasî ahlaksızlık değil mi? Bu ülkede siyasî cinayetlere ve faili meçhullere Erdoğan hükümetleri döneminde son verildi. 19 yıldır var mı bir tane faili meçhul siyasî cinayet?
2. Doğrudan devleti hedef alan, toplumun huzuruna kasteden, vatandaşı tedirgin eden böylesine bir sorumsuzluk, ihanet değil mi?
3. Bu ülkede çok siyasî cinayet işlendi. Hepsi de darbelerin öncesinde demokrasiye müdahale şartları oluşsun diye. Hepsinin arkasında ABD/NATO vardı. Eğer siyasî cinayetler başlayacaksa-Allah göstermesin- yine arkasında Batı/Haçlı vardır.
4. Bu ülkede en fazla siyasî cinayeti PKK işledi. Doğu ve Güneydoğu'da onlarca AK Parti yöneticisi şehit edildi.
5. Kılıçdaroğlu, bu 'siyasi cinayet' çıkışını, 13 Mart 2016'da da yapmış ve 4 ay sonra 15 Temmuz'da FETÖ'nün hain darbe girişimi olmuştu.
Kılıçdaroğlu ve onun hınk deyicileri ateşle oynuyor.
Şimdi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, siyasî cinayet iddiaları ilgili resen soruşturma başlattı.
Fitnenin önüne devletin tedbirleri, yargının hızlı ve kararlı işleyişi ile geçilebilir...
Kaostan, gerilimden, cinayetlerden, korkulardan iktidar umanlara fırsat verilmemelidir.