Tarihe, bir ‘hikâye' deðil, ‘ibret aynasý' olarak bakýlmalý..

Bugünkü sohbetimizde bir-kaç konuya deðinelim.

1-Dünkü yazýyla ilgili olarak, bazý okuyucular hassasiyet gösterdiler.

Arkadaþlar! Âkif, bir Müslüman mütefekkir-þair.. Ama, her þeyi yanlýþsýz demek olur mu? 100 yýldýr tek kiþinin yüceltilmesine tepki gösterelim derken, baþka 'dokunulamaz' simâlar oluþturma hatasýna düþülmemeli..

Maksad, hayattan çekilmiþ birisini küçük düþürmek veya büyütmek deðil, 100 yýl öncelerde hata olarak görülenlerin benzerlerinin yapýlmamasýný hatýrlatmak olmalýdýr.

Âkif'e ne denilmiþti, dünkü yazýmda: 'Ýttihad'çýlar ve onlarýn 1923 sonrasýndaki uzantýlarýna dair tek bir eleþtiri yazýsý veya þiiri yoktur.'

Evet, aynen öyle..

Ve onun sadece 'Yýldýz'daki baykuþ..' sözünü aktarmýþ, daha pek çok saldýrýlarýný tekrar etmemiþtim.

***

2- AK Parti döneminin ilk M. Eðitim Bakanlarý'ndan birisi, 2. Abdulhamîd'i büyük servet ve mal yýðmakla, millete aid arazileri üzerine geçiren birisi olmakla suçlamýþ bir tv. programýnda..

Abdulhamîd'i, o dönemin en büyük kapitalistlerinden Rothschild Ailesi'yle yakýn iliþki içinde olmak ve Osmanlý Meclisi'nde Selânik meb'ûsu olan Emmanuelle Karasso'yu bir jurnalcisi olarak kullanmakla da suçlamýþ.. 'Onun zamanýnda hiç toprak kaybedilmedi' diyenler, o dönemde kaybedilen topraklarýn bugünkü Türkiye'nin iki misli büyüklükte olduðunu bilmiyorlar' gibi sözler etmiþ..

Kezâ, onun, Theodor Herzl'e 'Sana (Filistin'de) bir karýþ toprak bile vermem sözleri bir efsanedir, ona Kuzey Irak'ý teklif ediyor..' vs. dediðini de söylüyor.

Abdulhamîd'in kendisine 'Zýllullah' /Allah'ýn gölgesi' dedirttiðini de belirtiyor ve 'Bir darbe sonrasýnda iktidara gelmiþtir..' diyor.

Abdulhamîd eleþtirilemez de deðildir. 33 yýl saltanatta kalmanýn elbette birçok yanlýþlarý, kamburlarý olacaktý. (Geçen hafta, laik kesimin bayrakdarlýðýný yapan bir gazetede; Abdulhamîd'in son yýllarda biraz övülerek deðerlendirilmeye baþlanmasýna deðinilerek, 'Abdulhamîd kutsamacýlýðý'ndan dem vuruyordu. Gerçekte ise, o makaleyi yazan kiþi, bu övgülerle, laik rejim tarafýndan putlaþtýrýlan bir isme 'þirk koþulduðu' kaygý ve taassubuyla Abdulhamîd'e karþý çýkýyordu.)

Benim sorum, niçin sadece Abdulhamîd'de kusurlar aranmasýnadýr.

Efendim, o kendisine, 'zýllullah' da dedirtmiþ..

Topkapý Sarayý'nýn giriþ kapýsýnýn sað taraðýndaki mermer levhada, 'Es'Sultan, zýllullah-i fi'l-arz..'/ Sultan, Allah'ýn yeryüzündeki gölgesidir..' yazýsý, sadece Abdulhamîd için deðil, tarih boyunca hemen bütün sultanlar için de kullanýlmamýþ mýdýr?

Yanlýþa küllî olarak karþý çýkýlmalý..

***

Doðrudur ki, Abdulhamîd, þehzâdelik yýllarýnda doðrudur ki ticarete atýlýp, büyük kazançlar elde etmiþtir. Çünkü, o, saltanata gelmesi oldukça zayýf olduðu için, boþ durmamýþ, bu gibi meþguliyet alanlarýna yönelmiþti.

Sultan Abdulaziz bir darbeyle tahttan indirilmiþ ve intihar ettiði süsü verilerek katledilmiþ; yerine getirilen Sultan 5. Murad da henüz tahta geçmesi üzerinden 100 gün geçmeden, 'aklî melekelerinde anormallikler görüldüðü' için azledilmiþ ve Abdulhamîd o þartlarda ve hiç hesapta olmayan bir þekilde, Hanedân'da sýra ona geldiði için Padiþah olmuþ ve amma, henüz tahta çýkýþýnýn 6'ncý ayýnda, Sadrazâm Midhat Paþa'nýn yönlendirmesiyle, 1877-78 / Rusya - Osmanlý özellikle (bizdeki isimlendirmeyle, Hicrî-1293) '93 Savaþý'ný kucaðýnda bulmuþ ve Rus Ordularý taa Ýstanbul önlerine; Doðu'da ise Kafkaslar'ý aþan Rus Ordularý Bayburt'a kadar gelmiþti.

Doðrudur ki, Romanya ve Bulgaristan baþta olmak üzere Balkanlar'da nice topraklar o zaman elden çýkmýþtý. Ama, o viran edici büyük gaileden sonra, dizginleri eline geçiren Abdulhamîd'in o günün 'Duvel-i Muazzamâ/ Büyük Devletler' denilen güçleri karþýsýnda takib ettiði siyaset ve o güç odaklarý için bir 'korku kaynaðý' olmamýþ mýydý? Bunu anlamak isteyenler, o dönemin Bismarck gibi isimlerinin hatýrâtýna bile bakýp, izlenen siyasetten o þartlarda yine de ders alabilirler.

***

'Bir Yahudi Devleti kurulmasý' hayâl ve idealinin bayrakdarý Theodor Herzl'in bir gazeteci sýfatýyla gelip, Osmanlý Hariciyesi'nin baþmütercimi David Efendi ve 'Þeyh'ul Muharrirîn' Ahmed Midhat Efendi'nin de çabalarýyla, Osmanlý Sultaný'nýn huzûruna yol bulmuþ olmasý ve ona bazý tekliflerde bulunmasý tuhaftýr da, Herzl, o zaman bir avuç toprak elde edebilmiþ midir?

100 yýldýr, lehinde daha yeni yeni konuþulmaya baþlanan bir tarihî isme karþý çýkanlar, 100 yýldýr sadece övülen ve aleyhine konuþulmasý kanunen þiddetle yasaklanan tarihte kalmýþ bazý diðer bazý isimler hakkýnda konuþmazken, niye sadece 120 yýl öncelerinin emperial güçlerinin bir numaralý düþmaný olan 2. Abdulhamîd'e çatmayý siyaset biliyorlar?

***

3- Muhalefet partilerinin en laikinin Ýstanbul'un bir ilçesindeki yönetiminde bulunan 60 yaþlarýndaki bir kiþi, bir týbbî merkezde, baþý örtülü bir saðlýk elemaný haným kendisine aþý yapacaðý sýrada, 'Baþýndaki o örtü varken, ben senin beni zehirlemeyeceðine nasýl inanayým..' gibi bir laf etmiþ..

haným da savcýlýða þikayet etmiþ..

Bu kiþi ise, 'Ben þaka yaptým, o haným yanlýþ anlamýþ..' demiþ..

Hiç de mertçe yapýlmýþ bir izah deðil..

Bu kiþiye hangi kelimeyle cevap verileceðini, herkes kendi içinde belirlesin..

Þair birilerine ne demiþti, 100 yýl öncelerde?

'Yerin altýnda öküz var mý?' dedi bir meczûb..

Altýný bilmem dedim, üstünde fakat pek çoktur.'

***