Türkiye'nin küresel güç olma gayreti

Daha adil bir dünya mümkün isimli kitabı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan esasında uzun zamandır dünyaya verdiği mesajların esas ana temelini izah ediyor.

Tüm uluslararası platformlarda dünyada ve bölgemizdeki tüm krizlerine çözümünde Türkiye'nin tecrübe ve tezleri elbette eylemleri sonuç vermeye başladı.

Çözülmesi mümkün değil denilen umudun kesildiği önemli meselelerin hallolmasında Türkiye'nin gösterdiği başarı takdire şayandır.

Adalet temelli bakış açısı Türkiye'nin temel anlayışıdır. Tabii ki rakipler ve düşmanca yaklaşanlar farklı boyuttan bakabilir ve bu doğaldır. Lakin işin özünde yatan temel fikriyata ve bu fikriyatın teoriden tecrübeye dönüşmesi olayına bakılırsa Türkiye çözüm üretimi konusunda sınıf atlamış durumda.

Dünyadan 5' ten büyüktür bakış açısını BM kürsüsünden dillendiren Başkan Erdoğan Türkiye'nin edindiği tecrübelerden yola çıkarak dünyanın Adalet anlayışının işlevsizliğine adeta isyan ediyor.

Şimdi geldiğimiz noktada dünyada yeni sahne açılıyor. ABD'nin büyük küresel sahnesinde hazin hazin küçülmesi ise farklı yeni platformları pekiştiriyor.

Büyüklerin küçülmemesi küçük gözüken bir çoğu büyük medeniyetlerin de yeniden söz söylemesi için arayış içine girmesini beraberinde getirmekte.

Tabii ki burada sadece söylemlerle bir yere varamaz dünya. Burada söylediği söz kadar bu sözün çıkışını ağırlığını eyleme dönüştürebilecek yeni siyaset anlayışının da etkisi vardır hiç kuşkusuz.

Türkiye yeni dönemde yeni küresel gelişmelerin mihenk taşı olma yolunda.

Dünyadaki sorunlara çare olduğu kadar kendi içindeki sorunları da çözmek zorunda.

İçerideki açık alanlara müdahale etmek isteyen ve eden onca odak varken dışarıdaki başarının görünür hale gelmesi için içerideki sorunlu alanlara soru bırakmadan çözüm bulmak şarttır.

Nitekim ki hükümet birçok alanda açık kapı bırakmaksızın çare üretiyor. Yargı ve ekonomide atılacak her reform adımların geriye dönüşü makbul sonuçlar oluşturacaktır. Tabii ki bu gidişatı durdurmak isteyen güçlerin olduğu açıktır. İç siyasetteki söylemlerin içerikleri kutuplaşmaya hizmet eden ırkçılık dahil ayrıştıran her türlü söylemler Türkiye'nin küresel güç olma yolundaki çabalarını olumsuz etkilemektedir. Dolayısı ile topluma yapılanları doğru anlatmak şarttır .Türkiye'nin büyüyen güçlenen yeni tablosu gelecek vaat ediyor. Kendi vatandaşına da, dışarıda onun büyümesi güçlenmesi ile güç kazanacak toplumlara da.

Küresel güç olmak muhakkak ekonomik büyüme ve güç ile orantılıdır. Lakin bu tek başına yetmez. Öyle olsa idi nice ekonomik güç merkezi olan ülkelerin şimdi küresel aktörlüğünü konuşuyor olacaktık. demek ki bununla beraber medeniyet inşası şarttır.

Temelinde Adaletin durduğu medeniyet inşası ekonomik kudretle birleştiğinde yeni söz kabileyi doğuracak küresel aktör oluşabilir.

ABD'nin bunca güce rağmen girdiği bölgelerdeki hüsranının izahı da medeniyet inşası konusundaki aşığıdır.

İnsan ve Adalet odaklı bakmayan her sistemin sonu çöküştür. Buna dair tarihin sayfalarında tonlarca örnekleri vardır.

Evet tüm operasyonlara algıya düşmanca engellere rağmen Türkiye ekonomisi büyüme tablosunda.

Başka taraftan da komşusu aç yatarken rahat etmeyen bir medeniyetin temsili söz konusu. Yani Adalet, vicdan, paylaşma kabiliyeti gösteren nadir toplum, ülke ve milletten bahsediyoruz. Zaten medeniyet insanını da bu zihniyet yapabiliyor.

Bunların birleşince dünyaya yeni fikir üreten bu fikri eğleme dönüştürebilen küresel aktör niteliği taşıyan güç meydana çıkıyor.

Paçasından çekip çökmesini isteyenlere rağmen halen ayakta ve bu yeni sürecin aktörlüğüne talibim diyor Türkiye.

Gelişmelere bakılırsa küçük ezilmiş toplumların da cazibe merkezi olarak baktığı odak noktasıdır Türkiye. Yani sessiz çoğunluğun sesine dönüşecek güce dönüşmüştür. Bu sebep olmalı ki ırkçı ayrıştırıcı göçmen düşmanı söylemlerin de hiç bu topluma yakışmayacak kadar devreye sokulduğuna şahitlik ediyoruz. Buna doğal süreç olarak bakamayız. Çünkü doğasında göçmen zorunlu zulümden kaçan insana kucak açan bir bakış açısı vardır. Bu durumda bu egoist bencil söylemlerin ya ithal ya da cehalet söylemleri olduğuna kanaat getiriyoruz.

Evet Türkiye küresel aktör güç olma gayreti içinde. Bunun başarıya ulaşması için ise içeride de söz, iş fikir birliği elzemdir.