''Yahu biz bunca yıldır bunca seçimi niye kaybediyoruz?!''

İktidara sövmek, sürekli fırsat kollayıp olur olmaz konularda nara atmak, kendi yaptığı saçmalıkları es geçip, taş üstüne taş koymamış olduğunu unutup, koyana bağırıp çağırmayı hünerden saymak Yeni CHP'nin profilidir. Seçimden sonra kazananı kutlamak yerine "hile yaptılar... Oyları çaldılar..." diye salya sümük ağlamak, alnının akıyla seçimden çıkana kara çalmaya kalkışmak Kılıçdaroğlu ve tayfasının sür-git baş vurduğu bir yöntem! Şöyle sakin sakin oturup, "yahu biz bunca seçimi niye kaybediyoruz arkadaş?" diye düşünseler belki bir dahaki seçimi kazanacaklar.

Türkiye'de toplam taraftar sayıları 70 milyonun üstünde olan GS--FB--BJK'nin seçimlerine bir göz atsanıza. Nasıl kardeşlik, dostluk ve sevgi içinde geçiyor. Kaybeden kazananı kutluyor, başarılar diliyor ve her türlü desteği vereceğini söylüyor...veriyor da!

Ancak, her şeyden önce Kemal Bey, eğer tabii seçim kazanmak istiyorsa, nasıl CHP Genel Başkanı olduğunu açıklayacak. Deniz Baykal'a o iğrenç tezgahı kimlerin nasıl kurguladığı da ortaya çıkacak. Başka türlü seçmen, tam anlamıyla ne Kemal Bey'e güvenir ne de Yeni CHP'sine. Deniz Baykal halk deyimiyle, tufaya getirildi, ardından da şapkadan Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Nasıl oldu bu? Kim tezgahladı bu iğrenç oyunu? Bilmiyoruz. Bu gidişle de hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz. Ne var ki, Kılıçdaroğlu da hiç bir zaman iktidar olamayacak bu ülkede. Çünkü seçmen her zaman ondan kuşku duyacak.

Cumhuriyet tarihinde böyle bir olay hiç yaşanmadı. Partilere genel başkanlar geldi..gitti. Ve bütün bunlar herkesin gözü önünde gerçekleşti. İnönü nasıl gitti..yerine Ecevit nasıl geldi..Ecevit CHP'den neden istifa eti...yerine kim geldi...hepsi toplumun gözleri önünde gerçekleşti. Gizli kapaklı hiç bir şey yoktu.

Anavatan Partisinden Turgut Özal'ın CB olduktan sonra ayrılması, Semra Özal'ın ayak oyunlarıyla Mesut Yılmaz'ın nasıl genel başkan olduğunu ve partinin tarihten nasıl silindiğini hepimiz birlikte izledik.

Ancak Kemal KIlıçdaroğlu'nun genel başkanlığa geliş sürecini kimse bilmiyor üç beş kişinin dışında. Onlar da ser verip sır vermeyen cinsinden...Yani vuslat sürekli olarak bir başka bahara kalacak...