25 Milyonluk evde oturmaya kıyamam ayakta dururum!

İstanbul'daki kazanın doğuracağına inanan kitle şimdi onu kalaylama telaşında. Herkes tek tuşla nedamet siparişi veriyor. Olan projelere konan İstanbul kazanı, yapmaya üşendiği projelerden de "Engelleniyorum" diyerek sıyrılıyordu.

Hep diyorum yine söyleyeceğim midemizin almadığı gerçekleri yazarken, beynini sessize alanların şu anda dövünüyor olması; salağa yattıklarında bütün alarmları erteliyor olmalarının sonucu.

Ünlü piyanist Fazıl Say artık İmamoğlu'nu saymadığını söylüyor, diğerleri çiftçi çocuğu değil müteahhit çocuğu olduğunu yazıyor... Hey gidi hey, İnanoğlum İmamoğlu bitti yazanlar mı ararsın, vız gelip tırsa gitmek için konum isteyenler mi ararsın...

Basın Danışmanı Murat Fongun. Fongun diyorum ongun olması için artık hiçbir sebep yok. Karlı bir gecede kayak takımıyla beraber ortadan kaybolmuş, keyfinin kahyası İsviçre'den sinyal vermişti. O gece, İstanbul kazanı soba borularıyla selfie çekerken şimdi nedamet sıvaması yapan dövüngen kitle, fotoğrafın yaza ait olduğunu söylese de kafalardaki kış bereleri nerede gözümüzün önünde sünmüştü.

Sonra ne mi oldu? Hiçç... Ben hayatımda bu kadar bırak ikiyüzlülüğü Binbeşyüzlü kitle görmedim. Umreye bizim paralarımızla mı gittiniz diye salya topaklarına don biçenler, 25 Milyonluk evin körü olarak vitamin değil şeref takviyesine muhtaç olduklarını anlatmış oldular.

.....

Yalan derisinden modifiye bir siyaset. Sıçramasın diye yolunu değiştirsen bile bakıyorsun ki çirkefliğin şube sayısını arttırmışlar her yerde karşına çıkıyorlar.

Bakın, biz ne kadar mücadele edersek edelim, ahlaki üstünlük alçaklığın celladı olmaya devam edecek. Mücadelemiz bize şahitlik edecek.

Bu leşlikle mücadele etme zeminini iktidar muhalefet çekişmesi olarak göstermek, hakikatin boynunu bükmek aslını hafifletmektir.

Bu çok başka bir şey! Konfüçyüs'ün dediği gibi başka bir kavram tanzimi gerek. Bunlar giydirilmemiş inşaat iskeleti gibi genzimize oturacak tozları yığmaktan başka bir halta yaramayacaklar. Bunlar sadece bu topraklarla değil bu toprakların tarihiyle de savaşıyorlar demiştim.

....

Zorbasınız, küstahsınız diyor Kılıçdaroğlu. Çünkü wc aynasında ne görüyorsa onu diline doluyor. Kasetle gelen poşetle gider demeyelim de ne diyelim.

Kendi kitleleri de bunların siyasetinin dip boyasının geldiğine ikna olduklarını gördük. Wc terliğini bir boy küçük alın sandıktan çıkarken zorlanmasın. Öyle diyorlar ya wc terliği bile olsa oy vereceklermiş; uzun zamandır siyasi ayak arıyorlardı şimdi de siyasi terliği bulmuşlar.

Karakterliksiz... Bu ne demek? Kabınız yok! Cüssenizin ruhunuzun fikrinizin bir kabı yok.

Karakterinizin bir dayanağı bir çınarı bir gölgesi yok. Yalınayak bir zihniyet, ot da getirir gübre de...

.....

İktidara yürüdüğünü zannedenlerin hayalleri koşu bandında. Yürüyün tabii ya hatta terlikle yürüyün büyük rahatlık.

Merhum Sezai Karakoç'un "Çağ ve İlham" adlı kitabını okuyorum. İlhamın sadece kişilere değil topluma da geleceğinden bahsediyor. Toplum içine doğanın üzerine naylon kuş yuvaları konduracak kadar basiretsiz değil.

Sosyal medyanın teşhir kursağında ün hevesi olanları nasıl fiyakalı bir komiğe dönüştürdüğünü görüyoruz.

Bilmemekle cehaletin aynı şey olmadığını ispatlayan, irfan sahibi olanların yanında güdük kalan bu çıfıt mecralar insanlara ne hayaller kurduruyor görün.