Yazýmý yazmak için bilgisayar baþýna geçtiðimde ilkokul ikinci sýnýfa giden kýzým da masasýnda ödeviyle meþguldü.
Çanakkale Zaferini anlatan bir resim çizin, demiþ öðretmeni.
Gururla "Çanakkale Geçilmez" yazdý önce sayfanýn alnýna. Kýrmýzýya boyadý.
Sonra dalgalanan bayraðý, kahraman askerleri, koca topu sýrtlamýþ Seyit Onbaþý'yý, Zafer Anýtýný çizdi.
Bu arada Çanakkale Savaþý ne demektir, askerlerimiz vatanýmýzý korumak için nasýl savaþmýþ, ne fedakarlýklar yapmýþ, lise öðrencileri savaþa neden gitmiþ, Seyit Onbaþý burnundan kan gelmesine raðmen neyi baþarmýþ heyecanla, gururla, inançla anlatýyor.
Televizyonu açtýk sonra, 1915 Çanakkale Köprüsü'nün açýlýþ törenini izledik.
Cumhurbaþkaný Erdoðan 129 yýl sonra vatanýna getirilen Osmanlý Sancaðýný öpüp Milli Savunma Bakaný Akar'a teslim ederken ben de kýzýma Osmanlý Devleti'nin de bizim devletimiz olduðunu, iki bin yýllýk devlet geleneðimiz olduðunu, Çanakkale'de o kahramanlýklarý yapan askerlerin Osmanlý askerleri olduðunu, devletlerin sürekli, milletlerin nesilden nesle devam ettiðini, ülkemizi koruma, güçlendirme, güzelleþtirme sýrasýnýn þimdi bizde olduðunu anlattým.
Çanakkale Köprüsü bu yüzden anlamlý ve önemli, deyince duygulandý, gururlandý, sorular sorarak daha fazla þey öðrenmek istedi. Sorumlu hissetti kendini.
Sonra yeniden oturdu masa baþýna.
Kýrmýzý rengiyle boðazýn iki yakasýný tutan 1915 Çanakkale Köprüsü'nü çiziyor þimdi.
**
Atalarýmýzdan devraldýðýmýz, çocuklarýmýza aktaracaðýmýz en büyük nasihat, en kýymetli miras Çanakkale Zaferi.
Çanakkale deyince burnu sýzlamayan, göðsü kabarmayan bizden deðildir.
Dün Çanakkale'de ne yaþandýðýný anlamayanýn bugün coðrafyamýzda ve topraklarýmýzda ne yaþandýðýný, Türkiye'nin neden güçlü ve dirayetli olmak zorunda olduðunu anlamasý mümkün deðil.
Nitekim anlamadýklarýný da görüyoruz.
**
Çanakkale destanýnýn azametine, þanýna, her bir þehidin hatýrasýna yaraþýr bir eser oldu 1915 Çanakkale Köprüsü.
Ölçüleri, yüksekliði, uzunluðuyla dünya çapýnda. Saðlamlýðýn yaný sýra zarif.
Sembolleri yerli yerinde, rengi isabetli.
Çok etkileyici vallahi. Ýnsanýn gözü yaþarýyor.
Her noktasýnda elinin emeði, alnýnýn teri olanlarý tebrik etmek gerek. Planlayanýndan yapanýna, mimar-mühendislerimizden iþçilerimize herkesin ellerine saðlýk.
Þehitlerimizin emaneti güzel ülkemizi büyük eserlerle donatan, bayraðýmýzý her yerde gururla dalgalandýran ve en önemlisi çepeçevre coðrafyamýzda haritalar yýrtýlýrken, devletler çöküp halklarý sýðýnmacý durumuna düþerken uðradýðý iþgal giriþimine, PKK'sýndan FETÖ'süne terör saldýrýlarýna, ekonomik yaptýrýmlara, onca tasalluta raðmen Türkiye'yi bir arada tutan, tutup kaldýran, saðlamlaþtýran, dört köþesini büyük ve stratejik eserlerle donatan Erdoðan'ýn liderliði dün bir kez daha bayraklaþtý. Çok hayýrlý dualar aldý.
Ecdat ile gelecek arasýnda saðlam bir köprü gibi Erdoðan'ýn varlýðý. Allah daim etsin.
**
Büyük eserler kolay yapýlmýyor elbette.
Siyasi ve ekonomik istikrarýn yaný sýra vizyon da gerekiyor.
Üstelik Türkiye'nin bütün büyük eserleri içerden ve dýþardan yýkýcý saldýrýlara uðradý. Kah demokratik eleþtiriymiþ gibi, kah Gezi'deki gibi hükümete muhtýra vererek, sokaklarý karýþtýrarak, kah Kýlýçdaroðlu'nun tehditleri þeklinde geldi bu saldýrýlar.
Hepsinin amacý aynýydý, Türkiye'yi durdurmak istediler.
Osmanlý döneminde inþa edilmiþ, AK Parti döneminde suyu getirilmiþ çeþmelerin kurnasýný deðiþtirmeyi bile icraat sayan, utanmadan "kurna açma töreni" düzenleyenler kulp takmakla meþgul þimdi de.
Öyle güdük bir akýlla izanla hareket ediyorlar ki acýmamak imkansýz.
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 107'nci yýldönümünde stratejik önemi haiz devasa bir eser kazanmýþ Türkiye. Bütün ülke kývançlý.
Ama þu bizim "profesyonel" müzmin muhalifler hýrsýndan çatlýyor. Televizyon kanallarýnda, sosyal medya aðlarýnda "geçiþ ücreti" konuþuyorlar. Diþlerini sýkýp tükürükler saçarak.
Sanki Çanakkale'yi geçememiþ bir Ýngiliz, bir Fransýz, bir Anzak konuþuyor.
Ömürleri ülkeye kazandýrýlan büyük projeleri küçümsemekle, mani olma çabasýyla geçti. Mani de olamadýlar, ýslah da olmadýlar.
Biz iþimize bakalým.