Çaresizlik ve kýrýlma!

Günlerdir Ýsrail'in, Gazze'de yaptýðý zulmü ve soykýrýmý, derin bir hüzünle seyrediyoruz.

Uluslararasý hukuk ve sistemin nasýl çöktüðünü de, bu olaylarýn gölgesinde idrak etmiþ oluyoruz.

ABD, Orta Doðu'da kendinin uydu devleti olarak gördüðü Ýsrail için, her türlü barbarlýða izin vermiþ gözüküyor.

Bu kanlý süreç, sadece Filistinlilerin açýsýndan yorumlanmamalý, nitekim ki biz öyle anlamýyoruz.

Ama küresel sistem dünyadaki hegemonik yapýsýný, adeta bize zorla kabullendirmek azmindedir.

ABD ve Ýngiltere ittifaký, Ukrayna'daki tutumunu burada tamamen farklý taraftan gösteriyor.

Çünkü bu süreçten istediðini almak istiyor. Bunu isterken de Ýsrail'in istediklerine de sessizce destek veriyor.

BM'nin nasýl çökmüþ bir kurum olduðunu, hukukun nasýl kimseye yaramadýðýný anlamak bir taraftan üzüyor ama diðer taraftan bu çýkmazýn yeni sürece girilmesi gerektiðini de gösteriyor.

Yani kýrýlma noktasý olarak karþýmýzda bu zalimlik.

Ýsrail'e sesini yüksekten çýkaracak neredeyse kimse kalmamýþ.

Çünkü ABD-Ýngiltere ittifaký, sistemin patronudur.

Türkiye, devlet ve kamuoyu ile birlikte, dünya kamuoyu vicdanýný harekete geçirme konusunda, elinden geleni yapýyor.

"Bu yeter mi?" sorusunun cevabý, "Hayýr yetmiyor..." þeklindedir. Çünkü küresel sistem ve tüm kurumlar, tek elden idare edilmektedir.

Bu durumda adaletin saðlanmasý, asla mümkün deðildir.

Bu çaresizlik muhakkak kýrýlma noktasýdýr ve yeni sürece kapý açacak.

Tabii eðer dünyanýn geri kalaný, bu zulme rýza göstermezse...

Ýþin kötü tarafý, burada bu süreçten kendi menfaati için istediðini alarak masadan kalkmak isteyenler, sadece ABD, Ýngiltere ve Ýsrail hattý deðildir.

Yani baktýðýnýzda Ýran dahil olmak üzere, çevredeki tüm aktörler, dökülen kaný fýrsata dönüþtürme peþinde...

Ýþte o nedenle bu çökmüþ sistem, artýk çaresizlikten baþka hiç bir gelecek vaat edemiyor.

Küresel deðiþimler zaten böyle kýrýlma noktalarý üzerinden mümkün oldu tarih boyunca...

21. yüzyýlda, halen soykýrým mantýðý iþliyorsa, demek ki bu sistem sadece çaresizlik üretmektedir.

Ýnsanlarý bulunduðu yerlerden göçe zorlamak, bebekleri öldürebilmek,

kokuþmuþ Batý sisteminin bir iþe yaramadýðýnýn açýk kanýtýdýr.

Bu durumda vicdanlarý harekete geçirmek, diplomatik kanallarý çalýþtýrabilmek ve halen eðer kalmýþsa, aklýselim siyaseti iþletebilmek gayreti devrede olmalý.

Aksi takdirde bu çöküþ, sadece sistemi deðil, sýradanlaþan insan ölümleri ile birlikte; insanoðlunun hiç bir þey üretemediðine de iþaret olacaktýr.

Netanyahu Ýsrailinin dinci bakýþ açýsý, teopolitik gerekçelere dayanarak, kalýcý hal alýrsa, þimdi seyrettiðimiz vahþetin sýnýrlarý, çok daha geniþ sahayý kapsayacaktýr...