Dünya, topraklarýndan yayýlan virüsle mücadele ederken Çin Doðu Türkistan’da asimilasyona kesintisiz devam ediyor.
Dün gazetemizin Açýk Görüþ ekinde Aslan Balcý Çin’in salgýn sebebiyle kapattýðý ve çalýþmanýn hâlâ hayati tehlike içerdiði fabrikalarda Doðu Türkistanlýlar’ýn zorla çalýþtýrýldýðýný yazýyordu. Bugün köþemi, Balcý’nýn salgýn sonra asimilasyon kamplarýndaki son durumu da anlattýðý yazýsýndan iktibaslara ayýrýyorum. Yazýnýn tamamýný internet sitemizden (https://www.star.com.tr/acik-gorus/utanc-kamplarinda-salgin-endisesi-haber-1538358/) okuyabilirsiniz. Elimizden hiçbir þey gelmiyor da mazlumun sesini duyurmak da mý gelmiyor!..
“... Çin tüm dünyaya yaydýðý virüsün tahribatýný bir kenara koyup ekonomisini kalkýndýrmanýn derdinde. Hong Kong ve Çin medyasýnda ülkenin Cýciang, Çonçing,Siçuan ve Heilongciang, Guangzhou, JýangXi, Þangay, JýeJang, Þenzen ve Hunen gibi birçok kentteki fabrikalarda çalýþtýrýlmak üzere, Doðu Türkistan’daki kamplardan tutsaklarýn gönderildiði ve bu insanlarýn üzerlerinde koruyucu elbise olmaksýzýn çalýþtýrýldýðý haberleri yapýldý. Haberleri yapan gazeteciler hakkýnda “devlet sýrrýný ifþa” ettikleri için soruþturma açýldý.
Devletin resmî kaynaklarýnda ve basýnda yer alan haberlere göre, Çin’in sanayi bölgelerinde koronavirüs nedeniyle kapanan veya iþletme maliyeti yüksek olan fabrikalarda çalýþtýrýlmak için özellikle Doðu Türkistan bölgesinden binlerce kiþi fabrikalarýn olduðu kentlere gönderildi.
(...) Yasadýþý kamplarda yaklaþýk 3 milyon insanýn tutulduðu tahmin ediliyor. Aktivistler ve görgü tanýklarý, Çin Komünist Partisi tarafýndan zorla ölüm kamplarýna tutulan ve asimilasyona tabi tutulan Uygurlara iþkence yapýldýðýna dair tutanaklarý dünyayla paylaþýyor. Söz konusu kamplarda Uygur, Kazak, Kýrgýz ve Özbek Müslümanlarýn bir nevi mankurtlaþtýrýldýðý ve tutuklularýn devletin ajaný yapýldýðý da iddialar arasýnda. Yani benliklerini bulduklarý dini ve milli kimlikleri, dini inançlarý ve aile baðlarý kuvvetli olan bölge halký bu deðerlerden koparýlmak isteniyor. Utanç kamplarýndan bir þekilde salýverilen veya Çin’in ajaný olmayý kabul edenlerin anlattýklarýna göre, hayvan barýnaðýný andýran bu saðlýksýz yerlerde her gün iþkence yapýlýyor. Ýnsanlar “güvenilir” veya “ güvenilmez” diye fiþleniyor. Sözde eðitim kamplarýnda zorla tutulan Uygurlarýn, koronavirüs ilacýnýn ve aþýsýnýn denemesi için kobay olarak kullanýldýðý da iddia ediliyor.
Kamplarda aile bireyleri birbirinden koparýlýyor. Kimse aile bireyinin nerede olduðunu, yaþayýp yaþamadýðýný bilmiyor. Ebeveynlerinden ayrýlan küçük çocuklarýn tutulduðu 50’nin üzerinde toplama kampýnýn olduðu ifade ediliyor. Hücrelerde kadýnlarla erkekler ayný ortamda tutuluyor. Kamplara alýnanlar resmî kanallarla veya mahkeme yoluyla deðil, Komünist Parti kararýyla alýndýðýndan kamplarýn varlýðý ve zorla alýkonulan kiþilerin bilgi ve sayýlarý bilinmiyor. Rejim inkâr yoluna giderek “elimizde böyle bir veri yok” diyor.
Tüm Doðu Türkistan kentlerine saðlýk elemaný görünümündeki görevliler ev ev dolaþarak sözde koronavirüs taramasý yapýyor. Bu yolla ailelerin tüm bilgilerini elde ediyor ve fiþleme yapýlýyor. Bu ajanlarýn sayýsýnýn Tibet ve Doðu Türkistan bölgelerinde yaklaþýk 6 milyon olduðu belirtiliyor.
Çin’in ülke genelinde Kovid-19 sorgulamasý yaptýðý biliniyor. Bunu resmî olarak açýkladýlar. Ancak Doðu Türkistan için görevlendirilen “Aða baðlý üyeler” teþkilatý çalýþanlarý tarafýndan, kiþilerin mahrem bilgileri, yurt dýþýndaki akraba ve dostlarýnýn isimleri, dini inançlarý, devlete olan bakýþlarý not ediliyor. Saðlýk çalýþanlarýnýn toplamasý gereken verilerle baðlantýsý olmayan bu sorularýn Kovid-19 ile ilgisi bulunmamaktadýr.”