Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn 20 yýlý bulan iktidarýnda aþmayý baþardýðý üç meseleden biri baþörtüsü özgürlüðü, ikincisi Alevilerin kurumsal temsili ise bir diðeri de kati surette "Kürt sorunu" diye adlandýrýlan sorun alanýnýn terör örgütünden sarih biçimde ayrýþtýrýlmasý ve sýkýntýlý baþlýklarýn birer birer buharlaþtýrýlmýþ olmasýdýr.
Erdoðan yönetimindeki AK Parti iktidarý her üç meseleyi de çözerken yahut çözme niyetiyle iþe koyulurken ayný yerden hareket etti.
Bir kere her üç meseleye de hak temelli baktý.
Eþitlik esasýna riayet etti.
Baþörtülüler, Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Romanlar... Hak ve özgürlükleri gasp edilmiþ ya da baskýlanmýþ olan toplum kesimlerinin derdini dinledi, çözüm için uðraþtý ve yapabildiði kadar hak ve özgürlükleri sahiplerine teslim etti.
Vatandaþýnýn Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaþý olmasýndan hareketle Anayasal güvence altýnda olan haklarýnýn basit yönetmeliklerle, keyfi uygulamalarla, ilerici denilen köhne gericilerce, sahte endiþelerle yenmesine engel oldu.
KILIÇDAROÐLU'NU ERDOÐAN ISLAH ETTÝ
28 Þubat döneminde þiddeti artan baþörtüsü yasaklarý AK Parti'nin iktidara geldiði 2002 sonrasýnda da uzunca bir süre devam etti zaten. Öncelikle baþörtülülerin eðitim hakkýný gasp eden yasaklarý kaldýrmak için çok uðraþtý AK Parti, bedeller ödedi.
Zaten bizzat kendisi saldýrýlarýn hedefindeydi.
Bugünden bakýnca insaný þaþýrtan, "vay be, bu da olmuþtu ha!" dedirtecek kadar geride kalsa da akýl dýþý, hukuk ve demokrasi dýþý mahrumiyetler ve zulümler yaþatýldý dindar kadýnlara.
Partinin kurucularý arasýnda baþörtülüler var diye daha kurulur kurulmaz hedef tahtasýna oturtuldu Adalet ve Kalkýnma Partisi. Üniversitelere kýlýk kýyafet serbestisi getirdiði için Anayasa Mahkemesine kapatma davasý açýldý.
Vazgeçmedi Erdoðan. Hukuk içinde kalarak, halktan destek alarak meþru yollardan adým adým yürüdü.
Kadýnlar eðitim hayatýndan iþ hayatýna, kamusal alan sýnýrýndan hizmet alan-veren saçmalýðýna kadar bir dizi suni gerekçeyle kesilmiþti yollarý.
SORUN CHP'YE RAÐMEN ÇÖZÜLDÜ
O mazeretler kaldýrýldý önce. Yasalar milletin meclisinden geçti. Baþörtülülere ikinci sýnýf insan muamelesini yapan "çaðdaþ vahþilerin" vesayetleri sabýrla kýrýldý.
Artýk sýnýflarda, hastanelerde, savunmada, emniyette, mahkemede engel yok artýk. Ayrýmcýlýk yok. Hem de CHP'ye raðmen yok.
Her biri AK Parti eliyle buharlaþtýrýldý çünkü.
Çok sabredildi.
Bugün CHP bile baþörtüsü özgürlüðünden bahsedebiliyorsa; dünün yasakçýlarý bugün baþörtülülerle fotoðraf çektirecek kadar kýsa zaman dilimlerinde yüzlerini buruþturmamayý baþarabiliyorsa; baþörtüsünün yasaklanmasý için hazýrlanan taslaklarda, AYM'ye açýlan iptal davalarýnda imzasý bulunan Kýlýçdaroðlu bile kimi baþörtülü yazarlarca demokrasi kahramaný ilan ediliyorsa Erdoðan'ý ve AK Parti'yi tebrik etmek gerekir.
Bu büyük bir baþarýdýr.
Baþörtüsü özgürlüðünü nihayet tanýyan CHP böylece kendisi için büyük, insanlýk için küçük bir adým atmýþtýr.
Yasakçýlarý Erdoðan ýslah etmiþtir.
CEM EVÝ AYRIÞTIRMAZ BÝRLEÞTÝRÝR
Alevi vatandaþlarýn talepleri konusunda da benzer bir süreç iþledi.
Tekke ve zaviyelerin kapatýldýðý erken dönem Cumhuriyet yýllarýndan bu yana sýkýntýlarý biriken, on yýllar boyunca sorunlarý hep halýnýn altýna süpürülen ve CHP'nin arka bahçesi muamelesi gören Aleviler nihayet AK Parti eliyle devlet nezdinde kurumsal varlýk kazandý.
Alevi açýlýmlarýyla baþlayan, çalýþtaylarla sorun alanlarý ve temsil haritasý çýkartýlan Aleviler kendilerinin sorun tanýmý ve katýlýmýyla çözümün de parçasý oldular.
Cem evlerinin yapýmýndan cem evlerine kadro verilmesine, din hizmetleri desteði alýnmasýndan temsil yetkisi kazanýlmasýna kadar bir dizi düzenleme Erdoðan'ýn liderliðinde Türkiye demokrasisini geliþtiren, iç barýþýný pekiþtiren deðerli bir adým oldu.
Kürt sorununun aþýlmasý da böyledir.
Kürtlerin ardýna saklanarak, Kürtlerin adýný kullanýp Kürtlerin evlatlarýna yazýk ederek, evlerini baþlarýna yýkarak var kalmaya çalýþan, küresel güçlere hizmetkarlýk eden PKK terör örgütüyle bu devletin has ve eþit vatandaþlarý olan Kürtleri birbirinden ayýrmayý AK Parti baþardý.
Kürtçe konuþmak, yayýn yapmak, devlet kanalýndan 7/24 Kürtçe TV izlemek, Kürtçe þarký türkü söylemek, Kürt edebiyatý çalýþmak, mahkemelerde hastanelerde devlet kurumlarýnda gerektiðinde Kürtçe konuþma hakkýna sahip olmak gibi haklar AK Parti iktidarlarý döneminde mümkün oldu.
Bütün bu hak teslimi süreçlerini yöneten, analar aðlamasýn diyerek PKK terör örgütüne silah býrakmasý için fýrsat tanýyan, bu meselenin çözümü için elini deðil vücudunu taþýn altýna koyup sabreden yine Erdoðan'dý.
Bugün ellerinde sadece çocuklarýnýn fotoðraflarýný tutan Kürt kadýnlarý HDP önünde PKK terör örgütüne meydan okuyabiliyorsa "hiçbir þey eskisi gibi deðil demektir".
1140 gündür HDP'lilerin yüzüne "evladýmý daða sen götürdün, geri getireceksin" diye Türkçe-Kürtçe haykýrýyor Diyarbakýr anneleri.
HDP kaçtý yuvarlak masanýn altýna saklandý.
Ama bu ses sadece HDP-PKK'yý korkutmakla da kalmadý.
Nasýl bir üstüne alýnmaksa artýk CHP de ÝP de üç yýl geçti, hâlâ ziyaret edemedi bu cesur kadýnlarý.
Ama þu bir gerçek: Bu üç mesele de Erdoðan liderliðindeki AK Parti eliyle çözüldü, çözülüyor.