Biz çocukken televizyonda "vur patlasýn, çal oynasýn" bir cümbüþ olurdu Ramazan ayýnda. Televizyon demek TRT demekti. Baþka kanal yoktu. Þarkýlar, türküler, kantolar, mini minnacýk skeçler alýr baþýný giderdi. Tam bir "direkler arasý eðlencesi" yani.
Üzerine bir ölçü Karagöz-Hacivat, bir kare ibrik fotoðrafý, bir fiske þadýrvan þýpýrtýsý, bir nefes de "sordum sarýçiçeðe" ilahisi eklenince içeriðin dini muhtevaya dönüþtüðünü düþünüyor olmalýydý TRT yöneticileri.
Muhtemelen bundan, yýllar yýlý Ramazan yayýnlarý hiç deðiþmedi. Her yýl ayný sohbeti dinleyip ayný duaya "amin" dedik. Hepsini ezberledik.
Ramazan dini-Ýslami olmaktan çok, kültürel bir etkinlik demekti dönem TRT'sine göre.
O yayýnlar içinde de en uzun ömürlüsü "Ýnanç Dünyasý" adýndaki programdýr muhtemelen. Tam 25 yýl ekranda kalmayý baþarmýþ çünkü.
Hükümetler, genel müdürler deðiþmiþ ama Ýnanç Dünyasý kýpýrdamamýþ yerinden. TRT'nin 25 yýllýk demirbaþý... Yangýnda ilk kurtarýlan... Risksiz, sevimsiz, verimsiz...
Programýn sunuculuðu gibi "prodüktörlüðünü" de kendisini laik ve Atatürkçü olarak tanýmlayan Asaf Demirbaþ yapýyor o uzun yýllar boyunca. Konuþulan konular Ýslam'da aðaç sevgisinden, kitap haftasýndan, vergi vermenin kutsallýðýndan, kurban derilerinin THK'ya vermenin faziletlerinden öteye geçmiyor.
1980 askeri darbesinin ardýndan toplum þekillendirilirken dinin propaganda amacýyla kullanýldýðý bir yayýncýlýk anlayýþý neticede.
Nitekim Prof. Dr. Nilüfer Göle "laiklik projesinin kamu hizmeti yayýncýlýðýnýn çerçevesini de belirlediðini" söylerken Þaban Karataþ, "TRT kalýplaþmýþ sathi bir din anlayýþýnýn "propagandisti gibi davranýyor, öyle çalýþýyor" diyor.
D. Mehmet Doðan ise "Ýletiþim veya Dehþet Çaðý" 1990'lý yýllardaki yayýn planlarýna atýf yaparak TRT'nin dinî yayýnlarýnýn, din dýþý maksatlarla hazýrlandýðýný ve bunlarýn "dinî yayýn" deðil "din tahrifçisi yayýn" olduðunu ifade ediyor.
TRT'nin uzun yýllar dini yayýnlar müdürlüðünü yapan Asaf Demirbaþ'ýn Cuma sabahlarý yayýnlanan Kuran-ý Kerim tilavetinden sonra içinden "cehennem" geçen ayetlerin meallerini sansürlediði aktarýlýyor mesela.
Bu uzun giriþi beþ yýldýr Ramazan ayýnda TRT ekranlarýnda yayýnlanan "Kuran-ý Kerim'i güzel okuma yarýþmasýna" getirmek için yaptým aslýnda.
Her akþam iftar öncesi yayýnlanan program teknik-estetik ve içerik açýsýndan özlenen bir yayýn kalitesine sahip.
Ama asýl dikkat çeken þey sosyolojide ve zihniyette yaþanan deðiþimi görünür kýlmasý.
28 Þubat darbesinin etkilerinin yakýn zamana kadar sürdüðü o alacakaranlýk kuþaðý nihayet aydýnlanýyor.
Ýmam hatipli öðrencileri baskýlamak, dini eðitim alanlarý ötekileþtirmek, deðersizleþtirmek için süregelen kültürel despotizm artýk etkisini yitirdi. Kuran-ý Kerim'i güzel okuma yarýþmasýna katýlan yarýþmacýlarýn donanýmýna, genel havasýna ama özellikle özgüvenine, hürmetine bakýnca "kültürel iktidar" surlarýnda mühim bir gediðin açýlmýþ olduðu anlaþýlýyor.
Çünkü Türkiye'nin dört bir yanýndan gelen pýrýl pýrýl gençler Kuran-ý Kerim'i hýfzetmek için nasýl büyük bir aþkla ve disiplinle çalýþtýklarýný anlatýyorlar.
Hepsinin hayalinde Ýslami ilimlerde ilerlemek, imam-hatip olmak, selatin camilerin birinde, Sultan Ahmet Camiine, Süleymaniye'ye, Ayasofya Camii'nde görev almak var.
Nasýl yetiþtiklerini dinleyince, programa baðlanan aile fertlerini, hocalarýný dinleyince anlýyorsunuz ki evet Türkiye'de sosyoloji deðiþiyor, kentlileþiyor, bireyleþiyor ama geleneðin aktarýmýnda, deðerler eðitiminde, kýymetli olana hürmette olumsuz bir deðiþim görünmüyor.
Bilakis geçmiþte dindarlar üzerinde kurulmak istenen, ÝHL'li gençleri, hafýzlarý, dindarlarý azýmsayan, küçük gören bakýþ sonuç alamamýþ.
Bu olumlu deðiþimin arkasýnda büyük siyasi bir emek de var elbette. Sadece siyasetteki tekelleri, vesayetleri kýrmadý sonuçta Adalet ve Kalkýnma Partisi. Bürokraside, akademide, medyada, bilim dünyasýnda, sivil toplumda pek çok tekeli ve etkinliðini de kýrdý. TRT ekranlarýnda yayýnlanan ve Ýslam coðrafyasýnda da sevilerek takip edilen programýn varlýðý hem sosyolojide hem kamu yayýncýlýðýnda yaþanan güzel deðiþimin bir sonucu sayýlmalý.
TRT'deki dini yayýnlarýn nasýl bir süreçten geçtiðini merak edenler için Mustafa Çuhadar'ýn "Türkiye'de Kamu Hizmeti Yayýncýlýðý Açýsýndan Dinî Temalý TV Programlarý ve Diyanet TV Program Türleri Üzerine Bir Ýnceleme" adlý geniþ makalesini hassaten tavsiye ederim.