Mustafa Sabri Beþer
Mustafa Sabri Beþer
Tüm Yazýlarý

Görünmez köprüler yýkýlmaz!

Görev aldýðým bir sivil toplum kuruluþunun toplantýsý için Üsküdar'daki merkezinde toplantý halindeydik.

Gelen mesajlar, tweetler ve haberler bir kalkýþmaya karþý kenetlenmemizi salýk veriyordu.

Önce Kýsýklý'ya Erdoðan'ýn evinin bulunduðu mahalleye ardýndan da boðaz köprüsüne koþtuk.

Köprü giriþi askerle kesilmiþ, asker henüz toplanmaya baþlayan sivil halkla laf dalaþýnda!

"Asker kýþlaya" sloganlarýyla biz de hemen topluluðun ardýnda yerimizi aldýk zira bu vatanýn bizim olduðunu ve bölünemez olduðunu göstermeliydik.

Çok fazla þey yaþadým o gece!

Çok fazla þeye tanýk oldum!

Yaný baþýmda vurulan gördüm. Hastaneye yetiþmek için uzun mesafeler koþmak zorunda kaldým!

Þehidimiz Erol Olçok ve evladý için Numune Hastanesi'ne bir maraton koþucusu kuvvetiyle koþtuðumu sonrasýnda dostlar ifade ettiler.

Hastanede hainlerin kontrolündeki F-16'larýn alçak uçuþlarý sebebiyle korkan, koþuþan, birbirini ezenler arasýnda kaldým.

Erol bey ve evladý hakkýnda hastane kapýsýnda bilgi almak için ailesiyle birlikte stres dolu dakikalar yaþadýk.

Ayrýntýlara girerek dramatize edecek deðilim.

Bu yazýyý kaleme alma maksadým, 15 Temmuz gecesi sonrasý baþlayan gece nöbetlerinden birinde yaþadýðým ve daha önce baþka bir platformda konu ettiðim bir hatýramý sizlere aktarmak aslýnda.

Aktarma telaþýndayým zira toplum olarak ziyadesiyle ortasýnda kaldýðýmýz kutuplaþmalarýn kimseye bir kazancý olmadýðý gibi zararý olduðunu hatýrda tutmak istiyorum.

Bir temmuz gecesi, "milli irade" nöbet meydanlarýnýn birinde biz ülkemizin yaþadýðý felaketi konuþup "ah vah" ederken, Suriyeli bir kadýnýn yorgun gözler, aðlamaklý bir ses tonu, kýrýk bir Türkçe ve vakur bir duruþla söyledikleridir:

"Üzgün olmayýn, umutsuzluða kapýlmayýn; Allah bizimle beraber!"

Biz, "bu kadýn da kim?" diye düþünürken, hepimizin gözlerinin içine teker teker bakýp konuþmaya devam etti.

"Türkiye halký ne kadar cesur olduðunu herkese gösterdi."

"Dört yýl önce 2 eczanem vardý."

"Jeep'imi yeni almýþtým."

"Palmiye aðaçlarýyla çevrili, havuzlu bir villada oturuyordum."

"Üç çocuðum da bölgenin en iyi okullarýnda okuyorlardý."

"Eþim doktordu, çalýþtýðý hastanede baþhekimliðe kadar yükselmiþti."

Biz bütün dikkatimizle bir yandan kadýný dinlerken bir yandan bize bunlarý niye anlattýðýný anlamaya çalýþýyorduk, kadýn konuþmaya devam etti.

"Genç bakýmlý ve çok güzel bir kadýndým!"

Oysa karþýmýzda duran bayan sanki elli yaþýný aþmýþ gibi duruyordu!

Dünyanýn sýkýntýsýný sýrtýnda taþýdýðýný nereden bilebilirdik!

"Önce eþimin hastanesi bombalandý ve hastane yok oldu."

"Bir baþka bombalamada eþimin belden aþaðýsý parçalandý!"

"Gencim, güzelim diye ve eþimin bu durumu fýrsat bilinerek bana tacizler yapýldý!"

"Ýffetimi korumak adýna verdiðim çabadan yorulan zalimler gözümün önünde üç çocuðumun da canýna kýydýlar!"

"Sonra arabam, eczanelerim ve evim arbedeye döndü!"

"Bacaklarý olmayan eþimle birlikte güç bela uðraþlar neticesinde Türkiye'ye geldim çok þükür!"

Diþleri görünecek kadar gülümseyerek "Artýk baþka bir Suriyeli aile ile küçük bir evde yaþýyoruz"

"Ha! Ama havuzu yok." dedi ve gülümsemeye devam etti!

"Eþimin belden aþaðýsý olmadýðý için bundan sonra çocuðum da olmayacak!"

"Ama biliyorum ki melekler ahirette etrafý palmiye aðaçlarýyla çevrili dev havuzlu evimizi yapýyorlar, çocuklarým da bahçesinde oynuyorlar" dedi.

Biz dinlerken duygulandýk ve aðlamaklý olduk.

Kadýn bize döndü ve dedi ki: "Neden aðlýyorsunuz ki... "

"Müslümanlar genelde Allaha inandýðýný söyler ama O'na güvenmezler!"

"Ben Türkiye'de Allah'a inanmanýn, güvenmenin ne demek olduðunu tam manasýyla gördüm. Bunu sizlerin gözlerinde gördüm."

"Bugün baþardýysanýz Allah'a olan güveniniz sayesindedir. Bizim güveneceðimiz bir liderimiz ve vatanýmýz maalesef olamadý. Ama Allah'a güveniyorum O benimle beraber. " dedi.

"Merak etmeyin inþallah Allah Türkiye ile beraber, Allah Erdoðan ile beraber, Allah sizlerle beraber."

"Biz Suriye halký olarak yaþadýðýmýz iç savaþ sebebiyle daha fazla Allah'a yaklaþtýk, münasebetimizi yeniden gözden geçirdik ve O'na dayandýk."

"Biz de sizlerle ve Türkiye ile beraberiz hem tanklarýn önünde hem semaya açýlmýþ dua dua yalvaran dillerle..."

"Allah ile münasebetinizi yoklamanýn ardýndan dayananýn ve güvenin O'na. O sizinle beraber."

Bütün bunlarý kaleme alýnca Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn yaptýðý bir konuþma zihnime düþtü: "15 Temmuz gecesi ne kadar kara baþlamýþsa sabahý da o derece aydýnlýk sonuçlanmýþtýr."

"Sabahý aydýnlýk ile sonuçlanmýþtýr" cümlesini Türkiye'nin geleceði olarak görüyoruz.

Ýnsaný insana düþman ederek, ayýrarak ve sözde baðlarýný kopararak yok etmek istiyorlar. Oysa bizim aramýzda görünmez baðlar var.

Bizim -geçmiþten- yerin bin kat altýndan -geleceðe- göðün bin kat üstüne uzanan birleþtirici baðlarýmýz var.

Biz Allah'ýn ipine; ümmetçe, milletçe, kardeþçe bir tutunacak olsak köprüleri yýksalar da baðlarý koparamayacaklarýný onlar çok iyi gördüler.

Bu yüzden gözlerimizi, kalplerimizi açalým ve görelim o baðlarý, sýmsýký tutalým ve býrakmayalým ki yýkýlmayalým!