Boğaziçi Üniversitesi'nde, Rektör Prof.Dr.Melih Bulu göreve getirildiğinden beri protestolar devam ediyor.. Öğrencilerin bir rektörü protesto hakkı var mıdır? Elbette vardır.. Hatta bu son derece de sağlıklıdır.. Yemek zamları nasıl protesto ediliyorsa, kaloriferlerin açılmaması, ders saatlerinin uzun olması, finalde ödev yerine sınav yapılması... Her şeyi ama her şeyi protesto edebilirsiniz.. Hatta etmelisiniz de .. Kuzu kuzu her verileni kabul etmeye gerek yok. Herhangi bir nedenle üniversite rektörünü de dekanını da bir öğretim üyesini de protesto etmek kadar doğal bir şey olamaz..
Üstelik daha geçen hafta, final sorusunun cevap seçeneklerine "Tayyip'e sor" gibi saldırgan bir ifadeyi monte etmiş bir akademisyene tepki gösterirken, Rektör Melih Bulu'nun protesto edilmesini eleştirmek samimi olmaz...
Gelin görün ki, mesele rektör protestosunun üstüne çıkmış durumda.. Nitekim öğrenciler, üniversite içinde haftalardır protestolarına devam ediyorlardı ve herhangi bir fiziki müdahale ile karşılaşmadılar. Dahası böyle bir müdahale kimsenin aklına bile gelmedi zaten.. 'Rektör değişimi olmuş. Okulda sevinenler var üzülenler var. Tepkilerini dile getiriyorlar' gibi algılandı durum.. Ancak tüm bu protestolardan tamamen bağımsız inançlarımıza, değerlerimize hakaret eden bir görsel söz konusu oldu, işin rengi değişti. Kabe-i muazzama görseli üzerinde yapılan oynamalarla milyonlarca müslümanın sinir uçlarına dokunan bir saldırı yaşandı. Yine de insanlar bu ağır tahrik karşısında kol kola girip Boğaziçi Üniversitesi'ne yürümedi. İş yargıya intikal etti mesele kapandı.. Ama hayır.. Özellikle ailesiz toplum oluşturma gayreti üzerinden sistemli bir operasyon yapan LGBT lobisi yine devreye girdi. "Sizin inançlarımız/bizim tercihlerimiz" gibi anlamsız ve yersiz bir tartışmaya götürdü toplumu..
Aslında bir kaç gündür olanların temel özeti bu.. Şimdi 'ne istiyorsunuz?' diye sorulduğunda; talep sıralıyorlar.. 'Rektör istifa etsin' diye başlayan bir talepler dizisi.. Arkadaş.. 'Rektörün istifasına ilişkin talep, bu tartışmanın konusu değil ki!.. Burada biz kutsallarımıza yapılan saldırıyı konuşuyorduk. Rektör nereden çıktı?..
Önce eşcinsel hakları diye ayağa kalktı birileri peşinden Rektör.. Kimse kusura bakmasın Rektör bu tartışmanın konusu değil.. Rektör bir tartışma konusu olabilir. Ama bu tartışmanın değil.. Yine söylüyorum hep söyledim ve söylemeye devam edeceğim.. Rektörler protesto edilebilir. İstenmeyebilir.. Ama kampüs işgal edildiği andan itibaren, polis araçlarına saldırılar yapıldığı andan itibaren, terör örgütleri protestolar içinde bayrak açtığı andan itibaren değil rektör, üniversitenin otopark kapasitesini bile tartışamazsınız..
En olmayacak iş olmuş üniversite içinde cinsiyetsizliğin propagandasının yapılabileceği bir kulüp kurulmasına izin verilmiş. Siz kalkmış bu kulübün faaliyetlerine inançlara saldırıyı da katmışsınız. Sonra kulübün adaylık statüsü kaldırılınca kampüs işgal ediyorsunuz.. Üniversitenin çalışanları bu abluka nedeniyle evlerine gidemiyor. Kusura bakmasın kimse de bu dünyanın hiç bir yerinde hoş görülmez..
Boğaziçi Üniversitesi'nin onbinlerce öğrencisine açık çağrı.. Rektörü beğenmiyorsanız yine protesto edin.. Rektör belirleme metoduna eleştiriniz varsa baskı grupları oluşturup siyasi partilerin kapılarını aşındırın.. Ama terör örgütlerinin ve kökü dışarda operasyon merkezlerinin oyuncağı olmayın..