Malum bayram sabahı, kuş sesleri ve çocukların fırfırlı elbiselerine methiyeler düzen, baklava oklavalarının yorgunluğunu, sarmalar saran ellerin yıpranmışlığını ve torun ile torbanın muhteşem uyumunu yazan kalem olmayı ben de isterdim. Öyle olmuyor işte, keşke bayramlıklarını giyip aynaya bakacak günlere kavuşacak çocuklar ölmeseydi de ben de şu yazıyı kaleme almak zorunda kalmasaydım.
Ölümün olduğu yerde ne linçten korkarım ne de bazılarının vesikalığını ağız dolusu salyalarca bıraktığı hakaretten. Birileri rahatsız olacak diye başı boş köpeklerin ağzında kalan çocuk saçlarını yazmaktan beri duramam. Biz uyansak da bir daha hiç uyanmayacak olan Mahra'nın vebali hepimizi nefesimizden utandırmayacaksa, kafası bir köpeğin ağzında parçalanmış Hatice'nin acısından arlanmayacaksak insanlık satan kepenkleri indirip, balon ahkamlarımızı uçuralım.
Birilerinin körü olduğu aşikar olan sorunumuz var "Başı boş köpek sorunu". Hemen cozurdamayın , siz bol köpekli kahvelerinizi içip adını koyamadığınız şiddet seviciliğinizi " severlik" le pamuklara sararken her hav başına bir çocuk çığlığı düşüyor. Sakın bana hayvanseverlik konulu keyfi tiratlar, mavalı kendinden menkul, mavrası ışıltılı cümleler kurmayın. İnsansavarak hayvansever olunamayacağını anlamanızı bekleyecek saflıktan mezun olduk. Siz, doğasının çok dışında hareket eden bu suç aletlerini ipekli cümlelere saracaksınız diye kefenlere sarılan çocukların körü mü olalım.
Geçen aylarda Üç genç kız parçalandı, üniversite kampüslerinde köpeklerin işi ne mesela "Köpekleri üniversitede mi eğiteceksiniz". Okul servisi beklerken paçalarından yakalanan çocukların eve kanlı dönmesi çok mu hoşunuza gidiyor. Apartmanlarda üç yaşındaki bebeklerin bir köpeğin ağzında çiğneniyor oluşu hangi tür "hayvanseverin" ağzını sulandırıyor olabilir!!
Bu hayvanlar pek tabi öldürülmesin lakin herkes kendi çocuğunun başı bir köpeğin ağzında çiğnenirken nasıl davranacaksa öyle davransın! Bir çözüm bulmak zorundasınız, siz yasasını yapamıyorsunuz diye yasını anneler niye tutsun?
Siz sokakta görüp bol agucukla bebek gibi sevebilirsiniz fakat kimse bu endişeli annelerden evlatlarına köpek gibi bakmasını beklemesin!
Mahranın ailesini taziye için aradım siz de arayın; siz de duyun bir kız çocuğunun yokluğunda sesler nasıl cenaze evine dönüşür siz de anlayın. Siz de bayram sabahına evlatsız uyanan annenin ağlamaktan kısılmış sesiyle vicdanlarınızın sesini açın! Siz de bir babanın işten eve döndüğünde ipek saçlı kızının odasına girip elbiselerini nasıl kokladığını anlatsın!
Bir tabak eksilmiş sofralarda kursaklarından geçmeyen ekmeğin tadını anlatsınlar size de!
Uygarlık ve medeniyet ahkamını gelin de sokaklar da kesin! Önce kestiğiniz ahkamdan nasiplenmeyi öğreneceksiniz. Hiç kimsenin evladı yakını sizin bir takım lobilerce şişirilmiş rant iştahınıza kurban edilemez edilmeyecek de.
Önce yasa sonra belediyelerin barınakları bir zahmet ilgilenin! Tekrar ediyorum kimse hayvan düşmanı değil fakat herkes evladının çocuğunun dostu! Anladınız değil mi ? Devlet varsa hiçbir şey zor değildir güveniyoruz.
İlle de sokaklar diyen vicdanını sessize almışlar kusura bakmasın , hatta Mahra'nın ölümünde bile küçük kız çocuğunu köpekleri tahrik etmiştir şüphesi yaratarak ailesini kahreden bir takım oluşumlar hepiniz! Çok seviyorsanız alın evinizde besleyin.. Siz seversiniz böyle cümleleri..
Rant demişken nasıl bir tezgahın ucuz satıcıları olduğunuzu da diğer yazıda yazacağım. Mamaları asıl kimlerin yediğini mesela hazırsınız değil mi ?