Lütfü Türkkan vakasý, muhalefeti periþan etti.
Sadece Ýyi Parti'nin kimyasý bozulmadý. CHP ve þürekâsý, hiç beklemedikleri bir þaþkýnlýk yaþýyorlar.
Moral çöküntüsü ile konuþtukça batýyorlar.
Lütfü Türkkan, bir þehidin kýz kardeþine aðýr bir küfür etti.
Üstelik bu küfrün duyulmadýðýný düþünerek yalanladý.
Küfrettiði ortaya çýkýnca da açýklama yaptý ama küfrettiði þehit yakýnýndan özür dilemedi.
Ortada, bir milletvekilinin küfürbazlýðý ve yalancýlýðý var.
Küfürbaz ve yalancý biri ahlaksýzdýr.
Dünyanýn neresinde olursa olsun böyle bir kiþi siyasetten çekilir. Ya da Meclis'ten atýlýr.
Ne gördük?
Akþener, meselenin üstünü örtmeye, geçiþtirmeye çalýþýyor. "Böyle birinin aramýzda yeri olamaz" diyeceðine, "Lütfü Bey bir hata yaptý. Ancak olgunluk gösterdi" diyor. Kendisine küfür edilen þehit yakýnýna da "ahlaksýz adam, yavþak" diyor.
Kýlýçdaroðlu gibi iþin içinde provokasyon olduðunu söylüyor.
Dün bu konu Meclis'te tartýþýlýrken Ýyi Parti Grup Baþkanvekili Müsavat Derviþoðlu da, "gittiðimiz yerlerde provokasyonlarla karþýlaþýyoruz" diye söze baþladý ve kaþ yapayým derken göz çýkardý: "O þahsýn alnýnda þehit yakýný mý yazýyor, Türkkan nereden bilecek?"
Demek bir milletvekili, þehit yakýný deðilse, bir vatandaþýn kýz kardeþine alenen küfür ederse mesele yok, öyle mi?
CHP Grup Baþkanvekili Engin Altay da Lütfü Türkkan'ý savundu: "Bir mevkidaþýnýzýn baþýna yol kazasý gelmiþ, görevinden istifa etmiþ. Siz, bir yol kazasýný kaþýyarak küçülüyorsunuz."
Küfür eden ahlaksýz küçülmüyor, bu ahlaksýzýn Meclis çatýsý altýnda bulunmamasý gerektiðini söyleyenler küçülüyor...
Bu tür laflar, insanlarýn aklýyla alay etmektir.
Ama onun da ötesinde, kurduklarý ittifakýn daðýlmamasý için þaþkýnlýkla yapýlan çýrpýnýþlardýr.
Lütfü Türkkan vakasý, öyle "iktidarýn provokasyonu" çarpýtmasýyla geçiþtirilecek bir mesele deðil.
Bir defa, "iktidarýn provokasyonu" diyorsanýz, Lütfü Türkkan'a o küfrü iktidarýn ettirdiðini söylemiþ oluyorsunuz. Saçmalýðýn daniskasý da böyle olur...
Vatandaþlarýn tepkisine gelince.
PKK'nýn siyasi kolu HDP ile iþ tutacaksýnýz ve þehit yakýnlarý bunu sorgulamayacak öyle mi? Sorgulayýnca da provokatör olacak öyle mi?
Bu tepkilere provokasyon diyorsanýz. Sözcü, manþetlerinde ve yazarlarýn sütunlarýnda, FOX TV'nin Tepeli'si haberlerde, her gün provokasyon yapýlýyor. Vatandaþ alenen kýþkýrtýlýyor. Tahrik ediliyor.
Madem size tepki gösteriliyor. Buna da provokasyon diyorsunuz, gelmeyin o zaman provokasyona?
Meselenin aslý þu.
Muhalefetin kimyasý bozuldu.
Muhalefet tabanlarýnda öyle reaksiyonlar var ki...
CHP'nin tabanýndaki tepkiler, sýnýr ötesi harekât izni ile ilgili tezkereye hayýr demesiyle baþladý.
CHP artýk bir milli güvenlik problemi haline geldi.
"Afrin'e girilmesin" diyen Kýlýçdaroðlu'ydu. Piþkin piþkin, "PYD/YPG bize mi saldýracak?" diyen yine oydu.
"Türkiye, Azerbaycan'a maalesef askerî yardým yapýyor" diyen Ünal Çeviköz'dü...
Ýyi Parti'nin, milliyetçi geçinip HDP ile bakýþmasý, yenilir yutulur bir þey mi?
Akþener hala, Demirtaþ'ýn kahvaltý davetine açýk kapý býrakmasýnýn, partisine verdiði zararý anlayabilmiþ deðil...
Keza Siirt'te, "burasý Kürdistan" diyen HDP'linin karþýsýnda tepkisiz kalmasý nedir?
Bu kimin provokasyonuydu? He...
Bunlarýn üzerine bir de þehit yakýnýna, onun kýz kardeþine küfür, öyle mýy mýy geçiþtirilebilir mi?
CHP ve Ýyi Parti yöneticileri, bir projenin parçalarý olduklarý algýsýný giderek kuvvetlendiriyor.
CHP'de Kýlýçdaroðlu ne ise, Ýyi Parti'de Lütfü Türkkan, ayný projenin elemanlarý gibi duruyor.
CHP ve Ýyi Parti, Lütfü Türkkan vakasýný da, tezkereye "hayýr"ý da geçiþtiremeyecekler.
Bilsinler ki, 2023'e doðru büyük darbe aldýlar...