Mustafa Sabri Beşer
Mustafa Sabri Beşer
Tüm Yazıları

Sigara mı LGBT mi?

Bazı alışkanlıklar kişinin vücut sağlığını bozar, bazıları ise toplum sağlığını. Nasıl devlet gerektiğinde bireyin sağlığını bozan alışkanlıklara müdahale edip yasaklayabiliyorsa toplum sağlığını bozan davranışlara da gerektiğinde müdahale edip yasaklayabilmelidir.

Sigara başta olmak üzere uyuşturucu maddeler kişi sağlığını bozan ve ölüme kadar götüren hastalıklara yol açan zararlı alışkanlıklardır. Devlet bunlarla mücadele halindedir.

Özellikle sigara konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vermiş olduğu mücadele takdire şayandır. Her fırsatta sigaranın zararlarını dile getiren Erdoğan, gerektiğinde kişilerin bu alışkanlığına müdahale ederek onları sigara kullanmaktan vazgeçirmeye çalışmış ve büyük ölçüde başarılı olmuştur.

Bu özen ve hassasiyete istinaden: "İnsan onurunu ve saygınlığını temel alan, toplumu ve gençliği ayrım gözetmeden zararlı alışkanlıklardan korumak için çalışan, bilimsel metotlar kullanarak sigara, alkol, uyuşturucu madde, teknoloji, kumar vb. bağımlılıklarla mücadele eden; önleyici ve rehabilite edici halk sağlığı ve savunuculuk çalışmaları yürüten bir sivil toplum kuruluşu" düsturuyla hizmet veren Yeşilay'ın çalışmaları devlet tarafından destekleniyor, özel hatlar kuruluyor, temsilciliklerle birebir hizmet verilerek sigaranın zararları anlatılıp tedavi ve terapi yöntemiyle insanları bağımlılıklardan kurtarmaya gayret ediliyor.

Sigaranın zararları artıp, çevredeki insanları da etkilemeye başladığında buna yönelik yasaklar devreye girmeye başladı. Kapalı alanda sigara içmek yasaklanırken sigara paketlerinin üzerine zararlarını gösteren görseller yerleştirilerek albenili olmaktan çıkartıldı ve kişiyi bu alışkanlıktan vazgeçirmeye yönelik tasarımlar yapıldı.

Sigara, bireysel sağlığa yönelik küresel bir operasyondu. Amacı ise ticari çıkar sağlamaktı. Bu amacı gerçekleştirmek uğrunda sigara şirketleri çok büyük reklam yatırımları yaptılar. Hatırlayın, bir zamanlar sigara içmeyi özendirici reklamlar şehirlerin duvarlarını, görsel ve yazılı medyanın ekranlarını ve sayfalarını süslüyordu.

Yaklaşık on yıldır ülkemize sıçramış olan bir küresel operasyon için feveran ediyoruz. Bu operasyonun amacı hem ticari değil hem de bireysel zarar vermekten öte toplumun yapısını, gelecek nesillerin ahlakını, yaşam tarzını hedef alıyor. Bir zamanlar sigara için yapılan özendirici reklam ve söylemler bugünlerde sapkın LGBT toplulukları için yapılıyor. Dünyanın her yerinde bu sapkınlığı destekleyici kararlar alınıp uygulamaya konuluyor. Futbol kulüplerinden sanatçılara varıncaya kadar pek çok kesim sapkın LGBT topluluklarını destekliyor.

LGBT'lilerin sapkın yaşam tarzlarını her alanda rahatça sürdürmeleri konusunda serbestlik sağlanırken başta sinema endüstrisi olmak üzere medya kuruluşları; filmlerde ve dizilerde erkek erkeğe veya kadın kadına öpüşme ve birlikte olma sahnelerine oldukça fazla yer vermeye başladılar.

ABD Sağlık Bakanı Yardımcısı Rachel Lavine'in "Çocukları ergenlik engelleyici ilaçlara devam etmeleri ve cinsiyet değiştirme ameliyatı olması için desteklememiz gerekiyor." açıklaması toplum sağlığına yönelik bu küresel operasyonun geldiği boyutun korkunçluğunu gözler önüne seriyor.

LGBT bir sağlık sorunudur, hastalıktır. Her ne kadar tıbbın konusu gibi görünse de sosyolojinin, psikolojinin de konuları arasındadır. Çünkü bu sapkınlık, sadece biyolojik süreçlerle izah edilecek bir olgu değildir. Sosyal yapı içinde yaygınlaştırılmaya çalışılan bu sapkınlık toplumsal bütün koşulları zorlamaya başlamıştır.

Kişisel sağlık için nasıl sigara zararlı ve tehlikeli ise, hem kişilerin hem de toplumun sağlığına zarar veren LGBT sapkınlığı da haddinden fazla zararlı ve tehlikelidir. Çünkü bu sapkınlığın gençler arasında yaygınlaştırılmasıyla geleceğimiz tehlike altına girmiştir!

Devlet, sigara ve uyuşturucu maddelerle verdiği mücadeleyi LGBT sapkınlığı için de vermelidir. Bu konuda gerekirse yasal düzenlemeler çıkarılmalı, bu sapkınlık kontrol altına alınmalı ve yok edilmelidir. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesiyle bu konuda önemli bir adım atıldıysa da bu yeterli değildir.

Bu sapkınlığın zararlarının anlatıldığı film, broşür ve benzeri materyaller hazırlanmalıdır.

İnsan onurunu, saygınlığını, geleceğini, sağlığını korumak adına bu sapkınlık karşısında, sigaraya karşı özenle duruş sergileyen en azından bir Yeşilay hassasiyeti gerekmez mi?

Küresel güçlerin topyekûn desteklediği bu sapkınlığa karşı bir an önce tedbir alınmazsa yarın çok geç kalınmış olacaktır!