Siyasi cinayetler muhabbeti!

Kemal Beyim yememiş içmemiş "siyasi cinayetler olabilir", buyurmuş. Kim öldürülecek? Kim öldürecek? Orası pek belli değil. Ama seçimlerin ertelenmesi amaçlı siyasi cinayetler buyurmuş siyasette müthiş deneyimli (!) Kemal Beyimiz.

Her şeyden önce "siyasi cinayetler" iktidarın zerre kadar işine yaramaz çünkü seçmenin sandıktan kaçmasına neden olur. Hele de seçmen tuttuğu partinin yirmi yıldır girdiği her seçimi kazanmış olmasının rahatlığını yaşıyorsa, "aman ben oy vermesem de olur, nasılsa bu seçim de çantada keklik." der. Muhalefetse patlayan bombalardan, silahlardan zaten ürktüğü için ve de seçim sonuçlarından fazla umutlu olmadığından da sandıktan uzak durur.

Peki hem iktidarın hem de muhalefetin işine yaramayacaksa kimin işine yarar Türkiye'de siyasi cinayetler? Darbe heveslilerine ve onların ağa babası. ABD'ye!

Cumhuriyet tarihi, sözde müttefiklerimiz olan ABD ve onun uşaklarının tezgahladığı siyasi cinayetler ve onları izleyen darbelerle kirlenmiştir. Siyasiler, gazeteciler, yüksek rütbeli askerler, akademisyenler darbeye uzanan yolda hep kilometre taşı olmuştur.

Nihat Erim gibi eski başbakanlar, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu gibi ünlü gazeteciler, Hablemitoğlu gibi akademisyenler birbiri ardına toprağa devrilmiş ki, millet iyice tedirgin olsun ve askeri darbeye kucak açsın. Ve Washington "bizim çocukları" darbeye yollamış, CIA İstanbul İstasyonu perde arkasından her şeyi yönetmiş ve biz, safça sokaklara çıkıp bayrak sallamışız! Darbeler sonrası siyasi cinayetlerin en kötüleri sergilenmiş, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu bu kez silah yerine dar ağacını silah olarak kullanan kaltabanların kurbanı olmuş.

En son 16 Temmuz'da Obama ve Biden ikilisi, bir meczup vaizi halife ilan edebilmek, bütün Sünni Müslümanları onun bayrağı altında toplayabilmek hevesiyle Fetullah Gülen'i sahaya sürmüş ancak Tayyip Erdoğan engeline takılmış ve darbe hevesi kursaklarından yukarı çıkamamış.

İntikam ateşiyle yanıp tutuşan Biden, Tayyip Erdoğan'ın seçim kazanamaması için muhalefeti örgütlemeye bile soyunmuş. Bunamasına çeyrek kaldığından da Türkiye'nin CB'nına tavır koymuş, görüşmeye yanaşmamış, ülkesinin düşmanca tavırlarını sergilemiştir açık açık. Bir başına iktidar olamayacağını anlayan muhalefet, hele de Kemal Beyimiz denize düşenin yılana sarıldığı gibi sıkı sıkı yapışmıştır Biden'ın boynuna! Ama millet her şeyin farkındadır. Kemal Kılıçdaroğlu'na hiç bir zaman yeşil ışık yakmayacaktır ve yakın bir gelecekte Kılıçdaroğlu nereden geldiyse oraya geri gönderilecektir!! Ve b unu yapan da iktidar olmayacak CHP olacaktır!!