Tek bir soru da HDP'ye sorsanıza!

13 Masumun alçakça katledilmesi, PKK'nın bu yüzyılın en vahşi örgütü olduğu gerçeğini bir kez daha açıkça gösterdi. Hiçbir planı, programı, hedefi, amacı yok. Sadece parasını verenin satın aldığı bir cinayet şebekesi. Ayrıca elbette ki, hiçbir neden 13 masum insanın senelerce rehin tutulmasını ve vahşice katledilmesini haklı göstermez elbette. PKK bir terör örgütüdür ve onu şu veya bu nedenle kınayamayan, şartlı kınayan, 'ama onları da anlamak lazım' diyen, 'PKK bir neden değil sonuçtur' falan gibi süslü laflarla teröristi arkalayan herkes net ve açıkça terör destekçisidir.. Milletin artık sabrı, dayanacak gücü kalmadı. Ben her gün sokaktayım. 40 senedir hakkını hukukunu aradıklarını söyledikleri Kürtlerle birlikteyim. Daha bir tanesinin, 'Ama PKK bizim hakkımızı arıyor, bu kadar insanı bu yüzden öldürüyor' dediğine tanık olmadım. En meseleden uzak olanı bile bunun kendileri için kurulmuş bir özgürlük hareketi olmadığının farkında.. Bu durumu bile bile, bu tabloyu göre göre yine ve hâlâ 'ama' diyen biri varsa kimse kusura bakmasın da ihanet içindedir..

***

Bakın PKK terör örgütü 13 masum insanımızı şehit etti.. Bu insanlık dışı tablo ile ilgili kime ne söylerseniz söyleyin. Saatlerce-günlerce ne anlatırsanız anlatın. Ama Allah rızası için, ilaç için, şu aşağılık, alçak katiller sürüsüne ve o alçaklarla iş tutan sözde siyasetçilere de bir cümle söz söyleyin ya hu... "Dostlarımızla birlikte iktidara geleceğiz" diyor CHP.. ve CHP'den kopan arkadaşları bu söylemi eleştiriyor.. Bu söylemi ana gerekçe yapıp kopuyorlar ve yeni parti kuruyorlar.. Yine de CHP'yi yöneten kadro durup düşünmüyor mu? "Benim yaptığım bu işbirliği bana yerel seçimlerde sayısal galibiyet getirdi ama gerçek dostlarımızı kaybediyoruz" diye düşünmüyor mu Kılıçdaroğlu ve ekibi?.. Bakın CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun 13 masum insanın ölümünden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sorumlu tutan dili ile PKK destekçilerinin kullandığı dil birbirine ne kadar benziyor.. Kimse bunu görmüyor mu?..

***

Değerli dostlar.. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tüm çıplaklığıyla süreci anlattı.. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sınırdan bu insanların teslim alınması ile ilgili güvence verdiğinden tutun da devletle temasın hiç kesilmediğine kadar.. Hatta bu süreçte HDP'den de yardım istendiğini öğrendik.. Diyor ya Kılıçdaroğlu "ne yaptı devlet bugüne kadar?" diye.. Bizzat ve doğrudan Süleyman Soylu anlattı zaten kendisine.. Ama sahiden bilmiyormuş gibi soruyor.. "Ne yaptınız kurtarmak için?" diyor.. Sor sen yine devlete de sor.. Zira ne diyor Mehmet Akif; "...Kenâr-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu!..." Sor sen yine.. Ama mesela bir soru da HDP'ye sorsana.. Mesela Pervin Buldan'ın; '..biraz misafir edip bırakacaklar..' dediğini öğrendik dün.. Sorsana Pervin Buldan bu güvenceyi kim adına vermiş?.. Evlatlarımızı kaçıran terör örgütüyle bu dostane ilişki nereden geliyormuş bir soru da HDP'ye ya.. Tek bir soru.. Bu kadar mı zor?..