Temmuz 2011'de gerçekleþen Silvan saldýrýlarýndan yaklaþýk bir ay sonra, 12 Aðustos'ta bir haber yayýldý, fýsýltý gazetesiyle. Habere göre PKK'nýn Ýran kolu PJAK'a yönelik kapsamlý bir operasyon sýrasýnda örgütün iki numarasý Murat Karayýlan yakalanmýþtý!!
Eðer kelepçeye vurulmadýysa, Karayýklan'ýn hemen ROJ-TV'ye çýkýp: "Yakalandýðým söyleniyor; yakalanmadým. Kandil'deyim!" demesi gerekirdi. Ama Karayýlan bir hafta boyunca ortalýklarda görünmedi.
Bu durumda Karayýlan'ýn gerçekten Ýran tarafýndan yakalandýðý, sonra Suriye'nin NATO'nun Füze kalkaný konularýnda Türkiye'yle yürütülen Pazarlýklar sonrasý serbest býrakýldýðý söylentisi inandýrýcý görünüyor!!
Ýstihbarat kaynaklarý bu süreçte PKK içinde Ýran'la iliþkileri bozmamaya özen gösteren kanadýn öncüsü Cemil Bayýk ve onun emrindeki tayfanýn Karayýlan'ý Tahran'a teslim etmiþ olmasý ihtimali üzerinde de duruluyor!
Eðer bu doðruysa Karayýlan olayý baþtan sona, Ýran'ýn yürüttüðü psikolojik bir operasyondu!
Ancak istihbarat birimlerinin üzerinde durduðu bir baþka olasýlýk daha vardý: Bu haberi, yayan istihbarat kaynaðýyla MÝT-PKK görüþmelerini sýzdýran kaynak birdi: Ýsrail Ýstihbarat Örgütü Mossad!
Amaç hem Hakan Fidan hem de MÝT'i yýpratmaktý. Ancak asýl amaç. Kürt sorununa çözüm sürecine taþ koymak ve Tayyip Erdoðan'ý kendi milleti önünde küçük düþürmekti (?). Aslýnda birbirine düþman iki ülkenin farklý amaçlarla Türkiye üzerinden istihbarat çalýþmalarý yürüttüðü ortaya çýkmýþtý.
Özetleyecek olursak Ýsrail'den Ýran'a, ABD'den Ýngiltere'ye, Almanya'ya, Suriye'ye kadar onca ülkenin korkulu rüyasý haline gelmiþti Türkiye. Herkes Türkiye'nin artýk Orta Doðu ve Doðu Akdeniz'deki en güçlü ülke olduðunu kabul ediyordu. ÝHA'lardan SÝHA'lara onlardan da insansýz deniz ve kara zýrhlý araçlara, yakýnda üretimi baþlayacak tanklarla ve 2030'da göklere egemen olacak savaþ uçaklarýyla, 100 milyonu zorlayan, genç ve kabýna sýðamayan nüfusuyla Devlet-i Ali geri dönmüþtü ve bütün ihtiþamýyla dimdik ayaktaydý!!
