Ferudun Niğdelioğlu
Ferudun Niğdelioğlu
Tüm Yazıları

“Var” bir hayalimiz

"Yabancı VAR'lar ile futbolumuz ne hale gelecek? Türk futbolu neler yaşayacak?" diye düşünürken Portekizli VAR hakemi yerli ve milli hakemlerimizin daha ilk maçta şapkalarını önlerine düşürdü. Fenerbahçe-Karagümrük maçında iki kritik pozisyonda devreye girip, bugüne kadar yönetilen birçok maça şüphe ile yaklaşan taraftarın da haklılığını ortaya koymuş oldu.

TFF geldiğinden beri çok ciddi badireler atlattı. Birçok konuda, alınan kararlarda futbol ailesinin adalet çemberinden geçemedi. Ama bu son yabancı VAR hamlesi ile geride kalan maçların en azından daha adil yönetileceğini gösterip gönüllere bir nebze su serpmiş oldu.

Bence bu hamle Türk futbolundaki kaybolan güven ortamını yeniden inşa etme açısından olumlu oldu. Futbolumuzdaki bu kötü havanın değişmesi Türk hakemlerinin de performansını yükseltecek gibi duruyor.

Kalan haftalarda görev alacak hakemler 5 iyi ülkeden gelecek. Dünyada hatasız hakem yok.

Mutlaka hataları da olacak oynanacak maçlarda. Ama adalet duygusu tekrar yeşerecek. Adalet için verilen ilk sınavın, diğerlerinin teminatı olması dileğiyle.

Biz bunları konuşurken sosyal medyanın yeni gündemi yabancı VAR hakemlerinin maliyetleri oldu. Hem yabancı hakem isteyen sonrasında maliyet hesaplayan tuhaf bir iklime denk geldik. Kısaca, THY sponsor olduğu için bu hakemlerin gidiş-dönüş biletleri ücretsiz. Aynı zamanda Riva tesislerinde konaklıyorlar ki bu da maliyet dışı. Maliyet aslında aman aman bir rakam değil. Ligimizdeki hakemler sosyal medya üzerinden kendilerine hakaret ettirip açılan her davadan uçuk paralar kazanıyorlar. 17.900 TL'den 1200 küsur dava açan hakemlerimiz dünya kadar ek gelir elde ediyorlar zaten. Bu işi ek gelir haline getirdiklerini defalarca yazdım, söyledim. O yüzden inanın hiç mi hiç üzülmüyorum. Umarım bu karar kendilerine çeki düzen vermelerini sağlar.

DEĞİŞİMİN AYAK SESLERİ

Başkan Büyükekşi sürpriz bir istifa açıklaması ile tıkanmış süreci açabilir ki aldığım son duyumlar bu yönde.

Hatta Başakşehir başkanı Göksel Gümüşdağ: "Sayın Federasyon Başkanımıza genel kurul tarihini Temmuz ortasına değil de Haziran ayının başına çekmesinin daha doğru olacağını söyledim. Sayın federasyon başkanımızın empatiyle, kulüplerin içinde bulunduğu ruh halini anlayarak, Türk futbolu ve tüm paydaşları adına, bu doğrultuda karar vereceğine inanıyorum" dedi.

Gümüşdağ'ın TFF ile ilgili bu açıklaması da Büyükekşi'nin bıraktırılacağı dedikodusunun bir işaret fişeği olarak nitelendirilebilir.

Mehmet Büyükekşi ile ekibinin son aldığı kararlar için hakkını da teslim etmek şart oğlu şart oldu.

Bunları özetlersek:

1-Yabancı gözlemci

2-Yabancı VAR

3-VAR kayıtlarının açıklanması

4-Yabancı kontenjanı ve yayın ihalesi konusunun çözümü.

Aslında Büyükekşi kimsenin cesaret edemediği adımları attı. Ben kendisini birçok konuda eleştirsem de bu konularda futbol ailesinin bir ferdi olarak teşekkür ediyorum.

Yolu açık olsun...

TFF başkanlık koltuğu için Mahmut Özgener, Ahmet Nur Çebi, Servet Yardımcı ve Cemil Kazancı isimleri ön plana çıkıyor.

Kulüpler bu isimlerden birini destekleyecek.

İmza toplamanın pratik anlamda bir faydası da kalmıyor.

Yasal takvim işletilirse bu iş Avrupa futbol şampiyonası sonrasına sarkıyor. Temmuza uzayacak takvimin Türk futbolunun iyiliğine olmayacağı açık. Kulüpler ise liglerin tescilini takiben genel kurulun yapılmasını istiyor. Bundan sonra top Türk futbolunun iyiliğini düşünenlerde.

HEYECAN DORUKTA

Süper lig muhteşem bir finale gidiyor. Fenerbahçe, Karagümrük karşısında puan kaybı yaşasaydı sarı lacivertliler kuşkusuz Süper Lig şampiyonluğuna veda edecekti. Geriden gelip kazanmak hiç şüphesiz övgüyü hak ediyor. İlk yarı geri düşüp, ikinci yarı ise öyle bir geri dönüş yaptı ki Fenerbahçe resmen Sırat Köprüsü'nü yalınayak geçmiş gibi oldu.

Olympiakos maçı sonrası İsmail Kartal "Sakat oyuncular (Fred ve İsmail) için doktorlar 15-20 dakika oynayabilir dediler. Ben risk aldım ve 60'tan sonra oyuna aldım. Oyuncularımın sağlıklı bitirebilmeleri gayet güzel oldu. Batshuayi'nin durumu daha kritikti diğerlerine göre. En fazla 5-10 dakika oynayabilecek durumdaydı. Sakatlansa belki 5 hafta daha oynayamayacaktı. Her oyuncumuzu korumak zorundayız" demişti.

Karagümrük karşısında Fred ve İsmail 90, bir diğer "sezonu kapatabilir" dediği Batshuayi ise 45 dakika sahada kaldı. Belli ki hoca Karagümrük maçını daha bir önemsemiş. Öyle ya maça ilk 11'de başlayıp bu oyuncular ile Olympiakos maçını daha risksiz bir sonuçla kapatabilirdi elbette.

EL ELE FİNALE

Fenerbahçe Olympiakos'u elerse final maçı için önünde iki 90 dakika kalıyor. Fenerbahçe taraftarının bir kısmı için -ki ben de onlar gibi düşünüyorum- Avrupa'da alınacak bir başarı lig şampiyonluğundan çok daha önemli. Bu büyük başarı yıllarca konuşulup Avrupa'da da takımın isminin duyulmasında etkili olacak. Her bir oyuncu da bu fikirdedir diye düşünüyorum. Bu sebeple İsmail Hoca minimum hata yapmalı ve yönetim de takımının maddi manevi yanında olduğunu net bir şekilde hissettirmeli. Görünen o ki, taraftar ve camiayı heyecanlı günler bekliyor. Bakalım neler olacak?

GALATASARAY TAKILMADI

İlk yarı zorlansa da Galatasaray takımı ikinci yarıda yaptığı değişiklikler ile Alanyaspor'dan istediğini almayı bildi. Şampiyonluk yarışında beklentim finalin Rams Park'da oynanacak maç ile belirleneceği. Galatasaray bana göre kalan maçlar içindeki en zor olan maçı kazanmasını bildi. Yıllardır hep aynı filmi izler gibiyiz. Şampiyonluk sathı mahalline girildiğinde Galatasaray hep şampiyon gibi oynuyor. Gerek takım kimyası gerekse teknik direktör tecrübesi ve dokunuşları ile bunu sağlıyor. Sakin kalabiliyor. Sükuneti sağlayabiliyor.

Maalesef Fenerbahçe'de eksik olan da tam bu.

Haftalardır dilim döndüğünce Fenerbahçe'nin ihtiyacının sükunet olduğunu söyledim durdum. Fenerbahçe beklenen sükuneti kendi elleri ile bozdu. Saha dışı gündem saha içini de etkiledi. Yine de Fenerbahçe'nin karakter koyan oyuncu grubuna taraftarının güveni sonsuz.