Önce başlıktaki ifadeyi açıklayayım.
Gâvur kelimesini sözlükteki gibi (Türkiye'de yaşayan ve Müslüman olmayan kişi) manasında kullanmıyorum. Halk arasındaki manayla "inadına, bile bile, düşmanca" anlamında kullanıyorum. Çarpıtacakları baştan uyarayım.
Şimdi gelelim esas meseleye.
Önce giriş.
İlk bir kaç romanını hariç tutarsak Elif Şafak için edebiyatçı değil pazarlamacı nitelemesi daha uygun olur.
Dünya mistisizme mi yöneliyor? Hemen Hazreti Mevlana'yı malzeme eder kendine. Kitabı tatil sezonuna mutlaka yetiştirir ki şezlonga uzanan herkesin yanında güneş yağıyla birlikte Elif Şafak kitabı da bulunsun.
O yüzden kitapları için "eser" değil "ürün" tanımı yapılıyor Şafak'ın.
Zaten kitap satışları yurtdışında kolay olsun, akılda kalsın diye soyadını bile Shafak olarak kullanıyor Elif Şafak. Ki bu da sahne adı sayılır. Babasının soyadı Bilgin, annesininki Atayman. Shafak ise annesinin ilk adı. "Elif Şafak" pazara göre tasarlanmış bir isim yani.
2000'lerin ortasından itibaren piyasa insanı, hesapçı ama bilhassa FETÖ'nün medyadaki prenslerinden Eyüp Can ile evlendikten sonra çok daha sofistike ve uluslararası piyasaya uygun işlerle çıkar oldu meydana.
Türkiye'nin uluslararası arenada sıkıştırıldığı ne kadar konu varsa Elif Shafak da oradadır. Ermeni soykırım iddiası yükselirken Elif Shafak iddiaya uygun bir romanla çıkagelir.
FETÖ darbe yapmıştır, kocası ve diğer seçkin FETÖ'cüler ülkeden tırım tırım kaçmıştır. Elif Shafak eş zamanlı olarak çıkar Batı kamuoyunda etki gücü olan bir dergiye gazeteye televizyona, röportaj verir. "Batı ülkeleri Türkiye'ye müdahale etmeli, halkın ayaklanmasına yardım etmeli" falan der.
FETÖ'nün hizmet ettiği istihbarat örgütlerinin Türkiye'ye musallat ettiği diğer terör örgütleri Türkiye'ye saldırırken, PKK, DHKPC, DEAŞ yüzlerce binlerce insanın kanını dökerken Elif Shafak çıkar mesela, Erdoğan yönetiminin Türkiye'de insan hak ve özgürlüklerini sınırlandırdığını, yaşam biçimlerine saygısı olmadığını söyler.
Son birkaç yılda, özellikle Ramazan ayında LGBT'liler üzerinden epey piyasa yaptı FETÖ gelini.
Zaten her gece "özgürce" Taksim'de "işe" çıkan eşcinsellerinbaskılandığını, LGBT bireylerin cinsel tercihleri, yaşam biçimleri sebebiyle İslamcı yönetimden saygı görmediğini söyledi.
Bunu örneklemek için de tuttu kendini gösterdi Elif Shafak: "Biseksüelim ama toplumsal baskı yüzünden bunu Türkiye'de söyleyemedim" dedi.
Türkiye'yi çok az tanıyan, Türkiye'de çok az yaşayan biridir oysa Elif Shafak. Fransa'da doğmuş, dünyanın değişik ülkelerinde yaşamış. On yıldan fazla zaman önce çıktı Türkiye'den. Halen İngiltere'de ikamet ediyor ama utanıp sıkılmadan sık sık Türkiye hakkında konuşuyor.
İşte yine janjanlı ama isabetsiz bir prodüksiyonla Time'a konuşmuş Elif Shafak. Röportajı Amerikalı oyuncu Angelina Jolie yapmış ve Shafak'a Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesini sormuş.
Shafak da "Bu çok büyük bir geri adım, kadınlar, çocuklar ve LGBT bireyler için çok kötü sonuçları olacak" diye buyurmuş. Devamında ise "Sözleşmeden çekilmenin iki mesajı var. Kadınlara hayatlarının önemli olmadığını söylüyorsunuz ve şiddet uygulayanlara suçlarının meşrulaştırılacağını söylüyorsunuz" diye uydurmuş.
Nereden uyduruyor bunları Elif Shafak?
İstanbul Sözleşmesi'nin bir çerçeve metin olduğunu, kadınları çocukları ve LGBT bireyleri şiddetten sözleşme metninin değil yasaların ve uygulamaların koruyacağını bilmez mi?
Kanunların yerli yerinde olduğunu niye gizliyor?
6284 sayılı kanunu bilmiyorsa bile bu temel bilgiye sahip değil mi? Neden araştırmıyor?
Türkiye'de mevzuatın pek çok Avrupa ülkesinden çok daha iyi ve ileride olduğunu neden gözlerden kaçırıyor?
Halen yaşadığı İngiltere sözleşmeyi imzalamadığı için neden hiç "İngiliz kadınlarını, çocuklarını ve LGBT bireyleri korkunç şeyler bekliyor" demiyor?
İngiltere'nin Brexit öncesi AB üyesiyken de İstanbul Sözleşmesini imzalamadığını bilmiyor mu Elif Shafak?
Muhakkak biliyor.
Gavurluğuna yapıyor.