FETÖ elebaşı öldü de mi dolarla oynuyorlar?

Doların yükselmesinden iktidar umanlar, erken seçim histerisine tutuldular.

Muhalefet, FETÖ'cüler, PKK'lılar, etki ajanları, bayram yapıyorlar.

ABD'deki FETÖ'cüler iyice kaşınıyorlar, "geliyoruz, bütün kurumlarımızı geri alacağız" diye hop oturup hop kalkıyorlar.

Almanya hesabına casusluk yapan firari vatan haini Can Dündar dün, "Şimdi beklenen, bu iktisadi krizin bir siyasi krize evrilmesi ve seçimi kaçınılmaz hale getirmesidir...' dedi.

Gezi olaylarındaki bahanenin adını şimdi doların yükselmesi aldı.

Selahattin Demirtaş da heyecanlandı. Çağrı yapıyor:

"Muhalefet partilerinin genel başkanları, ortak bir basın toplantısıyla hükümeti istifaya çağırmalı ve ortak miting yapmalı..."

Doların yükselişini bahane eden bazı gruplar da sokağa inerek, "Siyasi tutsaklara özgürlük, Kürt halkına özgürlük, LGBT'ye özgürlük," sloganları ile tencereli tavalı protesto gösterileri yapıyor.

Doların yükselişine, can simidi muamelesi yapan tabii ki Kılıçdaroğlu oldu.

CHP, Olağanüstü MYK toplantısı yaptı. Toplantının ardından Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi: "Demokrasiden, sandıktan niye korkuyorsun? Getir sandığı kardeşim. Açıkça ifade ediyorum seni seçime zorlamak için, seçim yaptırmak için elimden ne geliyorsa ne gerekiyorsa yapacağım... Bunlar gayri millidir. Destekleyenler de gayri millidir."

Kendini kaybetmiş, AK Parti ve MHP'ye oy veren insanlara "gayrı milli" diyor.

Diğerleri de öyle. Akşener, Karamollaoğlu, Babacan, Davutoğlu; erken seçimin kara sevdalısı oldular.

Hayat pahalılığını, geçim sıkıntısını elbette kimse hafife alamaz.

Ancak karşı karşıya olduğumuz iki gerçek var.

Birincisi, döviz kurlarındaki yükselme, ekonomik gerçeklerle değil, operasyonlarla ilgili.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "Daha önce vurguladığımız gibi tartışmalar, faiz-kur ekseninden uzaklaştı. Hedefi, faiz ve kur üzerinden hesap görmek olanlara imkân vermemeliyiz. Bu dönemdeki kur atakları manipülatiftir."

İkinci gerçek, hayat pahalılığı geniş bir kitlenin belini gerçekten büküyor. Tamam, muhalefet insafsızca sömürüyor, istismar ediyor.

Ancak halkı rahatlatacak tedbirler için acele edilmelidir.

Biz Cumhur İttifakı liderlerine, Sayın Erdoğan'a da, Sayın Bahçeli'ye de güveniyoruz, inanıyoruz.

15 Temmuz ihanetini önleyen, FETÖ ve PKK terör örgütlerinin belini kıran lider Erdoğan'ın, içine itilmek istendiğimiz badireden de milletimizi alnının akıyla çıkaracağını biliyoruz.

Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye; şer odaklarının, vesayetçilerin, terör örgütlerinin, hepsinin ihanetlerinin, oyunlarının, pusularının, kumpaslarının üstesinden geldi.

Türkiye'nin, bölgesinde ve uluslararası siyasette lider ülke olmaması için içerden ve dışarıdan birlikte çalışanları artık biliyoruz.

ABD'nin, de NATO üyelerinin de derdi, Türkiye'de demokrasi değildir.

Zillet ittifakının da derdi ekonominin düzelmesi, demokrasinin gelişmesi değildir.

Biden ne istiyorsa, CHP, HDP, İP, SP, Gelecek ve DEVA da onu istiyor...

Merak ediyoruz, dolar yüzünden bu kadar havaya girmelerinin asıl sebebi, Pensilvanya'daki FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ölüm döşeğinde olması mı?

Günlerdir zehirlendi haberleri yapılıyor.

En yakınındaki isim Cevdet Türkyolu, 18 Kasım'da Gülen için "Sıhhat ve afiyettedir. Akşam dua saatinde kendisinden görüntü paylaşılacaktır" dedi. Bir hafta geçti bir görüntü paylaşılmadı. Onun yerine sahtekârlıklarına yakışan bir montaj video yayınladılar.

Muhalefet liderlerinin olağanüstü toplantılar yapmaları, tedirginlikleri acaba Washington'dan gelen Gülen'in öldüğü haberi mi?