Serter'i milletvekili yaptınız, şimdi helalleşme mi?

CHP Genel Başkanı, "helalleşme yolculuğuna çıkıyorum" diyor.

En başta söylemeliyiz ki, bu ifade yanıltıcı ve yanlıştır.

Helalleşme, kişiler arasında olur. Karşılıklı olarak birbirlerine haklarını bağışlama demektir. En samimi olanı; "sana bir haksızlık yapmış olabilirim, hakkını helal et" ricasıdır.

Zalim, mazlumdan helallik ister.

Zalim, işlediği zulümleri hatırlar, pişmanlık duyarsa, tövbe kapısını çalmadan önce gider, mazlumdan hakkını helal etmesini ister.

Helalleşmenin doğru anlamı bu olduğu için Kılıçdaroğlu, bir bakıma CHP'nin zulmünü kabul etmiş, itiraf etmiş oluyor.

Bu bir...

İkincisi, helalleşme kul hakkı ile ilgilidir. Tek parti döneminden itibaren CHP'nin yaptığı zulümler, öyle kurum olarak helalleşmeye girmez.

Yönetici olarak bu millete kim zulmettiyse onların hem de fert fert milletimizden helallik istemeleri gerekirdi.

Çoğu kul hakkıyla helallik almadan göçüp gittiler.

Kısacası Kılıçdaroğlu, "helalleşme"den değil, helallik istemekten bahsedebilir...

Müslüman milletimizi yıllarca "gerici", "yobaz" diye yaftalayan, milletimizin gıybetini yapan, iftira eden tek parti döneminin şefleri adına Kılıçdaroğlu için helallik ister mi?

Gıybet de helallik gerektirir...

Helalleşmede iki taraf da bilerek ya da bilmeyerek kul hakkına girdiğini kabul ya da itiraf eder.

Helallik istemede ise hakkı yenen mazlum ile hak yiyen zalim vardır.

Zalim, mazlumdan helallik isteyebilir.

Mazlum niye helallik istesin?

28 Şubat'tan örnek verelim.

Kılıçdaroğlu; "28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz" diyor.

Tam bir yanıltmaca, saptırma.

Nasıl helalleşeceksiniz?

Zulme uğrayan gençlerimiz size haklarını mı helal edecekler? Aslında, "28 Şubat'ta zulüm gören gençlerden helallik isteyeceğiz" demeniz gerekir.

Ayrıca saçmalıyorsunuz.

Birincisi, 28 Şubat'ın açtığı yaraları siz neden kapatacaksınız?

28 Şubat'ta zulmedenler çıksın konuşsun.

Hiç konuşmadılar. Hiç özür dilemediler. Pişmanız demediler.

Ama üzerinize almakta haklısınız. 28 Şubat zulmünün siyasî iradesi CHP idi...

İkincisi, ikna odalarına sokulan kızlarımızla helalleşeceğiz demeniz yine yanlış. Onlardan helallik isteyeceksiniz.

Zalim, mazlumdan helallik ister.

İkna odalarının zalimi, o tarihte İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Prof. Dr. Nur Serter'di.

Daha sonra siz onu İstanbul'dan CHP milletvekili yaptınız...

Şimdi nasıl helalleşeceksiniz?

Samimiyetsizliğin dibidir bu...

Eğer samimi iseniz, çıksın Nur Serter, zulmettiği kızlarımızdan özür dilesin, pişman olduğunu söylesin, helallik istesin.

Bakalım ne cevap gelecek?

O cevabın da ötesinde, Serter'in önce hesap vermesi gerekir.

Onu milletvekili yaparak ödüllendiren CHP yöneticilerinin hesap vermesi gerekir...

Evet, Sayın Bahçeli'nin dediği gibi önce hesaplaşma, sonra helallik isteme...

İnsanların hayatını altüst edin, sonra da helalleşelim deyin.

Siz samimi değilsiniz. "Ajans" size algı operasyonu için bir "helalleşme" malzemesi verdi. Tepe tepe kullanmak istiyorsunuz.

Yaptığınız, tamamen seçimlere yönelik bir numara, bir tezgâh...

Hiçbir mazlum, zulmeden hiçbir CHP'liye hakkını helal etmez,

Helallik isteyecekseniz gidin Diyarbakır annelerinden isteyin. Bir gün onların gözyaşına sahip çıkmadınız.

Gidin FETÖ'nün, Ankara'da polis Özel Hareket Merkezi'ni savaş uçağı ile bombalayarak şehit ettiği 50 kahramanın, eşlerinden çocuklarından helallik isteyin.

Tam tersine sizin helalleşmenizi destekleyen HDP, Demirtaş ve FETÖ'cüler oldu...

Yani asıl mesajınız adrese ulaştı...