Aslına bakarsanız, dünün-bugünün meselesi değil. Bu tartışma daha 27 Mart 1994 seçimleri öncesi başlamıştı.. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, Refah Partisi'nin gelmekte olduğunu görünce, kendi seçmenini konsolide etmek için CHP'nin uydurduğu yalanlardan biriydi.. "Geldiklerinde hayat tarzınıza müdahale edecekler"... 27 sene oldu.. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına geleli tam 27 sene.. İlk günden beri bıkmadan usanmadan aynı yalanı söylediler ve ünlü %25, hiç tereddüt etmeden bu saçmalığa inanmaya devam etti.. Kadınları zorla çarşafa sokacaklar, toplu ulaşımı kadın-erkek diye ayıracaklar, içki satışını durduracaklar, flört etmeyi yasaklayacaklar, sokaklarda din polisleri dolaşacak oruç tutmayanları tespit edip hapse atacak... Daha neler neler.. Ne zaman sıkışsalar bu saçmalık piyasaya sürülür.. Birilerinin bunu her seferinde ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirmesi neyse de her seferinde on binlerce saf da bu yalana inanıyor. Acaba bu kadar açık bir yalana inanmak, bir tür çaresizlikten mi kaynaklanıyor ki? "Bırak şimdi yaşam tarzına müdahale iddialarını, sen bana ne vaat ediyorsun?" diyecek bir seçmeni yok mu acaba bu partilerin?..
**
Şimdi yine başladılar; "Ramazan nedeniyle içki satışı yasaklandı"... 27 Ramazan geçti arkadaş.. Yaza denk geldiği oldu, kışa denk geldiği oldu, yılbaşıyla çakıştığı oldu.. 27 Ramazan ayı geçirdik bu safsatalarla.. Allah aşkına hangi Ramazan'da içki yasaklandı?.. İçkiyi yasaklamak için bu iktidar neden 20 yıl bekledi?.. Bütün kadınları çarşafa sokma kararını da 2040'ta mı hayata geçirecek?.. Bütün eğlence mekanlarını ne zaman kapatacaklar peki? 2100'de mi?..
**
Bunun deli saçması bir iddia olduğu apaçık ortada. Tam kapanmanın kapsamı içinde alkol satışının yasaklanmasını tartışabilirsiniz.. Dünyanın her yerinde Dünya Sağlık Örgütü'nün alkol uyarısı üzerine çeşitli tedbirler alındı ve elbette oralarda da bu tedbirler kıyasıya tartışıldı.. Bütün kısıtlama süreci boyunca, kimi ülkelerde açık alanda alkol tüketimi yasaklanırken kimi ülkeler servisine izin verip satışına müdahale etti. Bazı ülkeler saat sınırlaması bazı ülkeler yer sınırlaması koydu.. Aralarında Almanya gibi İngiltere gibi kültürel olarak da alkolün, sosyal yaşamın bir parçası olduğu ülkelerde de uygulandı bu tasarruf.. DSÖ'nün tavsiyesiyle, alkole ulaşmayı olabildiğince zorlaştırdılar.. Bu süre boyunca yani neredeyse bir buçuk yıldır Türkiye'de haftasonu kısıtlamaları dışında alkollü içecek satışına ya da servisine herhangi bir müdahale oldu mu?.. İşte en son votkanın su yerine geçtiği Rusya'da alınan karar.. 1 – 11 Mayıs tarihleri arasında (bakın buraya dikkat) alkol satışı ya da bar ve restoranlarda servis edilmesi değil... TÜKETİLMESİ yasaklandı.. Eğer şu veya bu şekilde alkol aldığı saptanan bir kişi olursa işlem yapılacağı duyuruldu.. Neden?. Aşının etkinliğini kırmasın diye.. Dünyanın her köşesinden örnekler alıp "bakın orada yapılıyor biz de burada uygulayalım" diyecek değilim.. Ama dünyada bir senedir çeşitli şekillerde uygulanan bu kısıtlamanın Türkiye'de neredeyse hiç uygulanmadığını da hatırlatmış olalım. Şimdi 17 günlük bir tam kapanma sürecinde eğer kısıtlamalar arasında bu da varsa biraz sabretmekten öte yapacak bir şey yok.