Nefes kesen Musul operasyonunu duymuş muydunuz hiç?!

Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu 11 Haziran 2014 tarihinde IŞID teröristlerince basıldı. Başkonsolos Öztürk Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 49 yurttaşımız rehin alındı.

Ve 400 kişilik MİT'e bağlı özel kuvvetlerle 130 kişilik Muhabere ve Arama Kurtarma Timi (MAK) sahaya çıktı.

Dahası yeni kurulan ve Dış Operasyonlar Daire Başkanlığına bağlı, özel yetiştirilmiş, Arapça, İngilizce, İbranice ve Kürtçe bilen ajanlar her noktaya sızdı. Rehineler sıklıkla adres değiştirirken Türk ekibi saniye saniye onların arkasındaydı. Operasyondan hiçbir gizi servisin haberi olmaması için özel bir yazılım hazırlandı. Bu yazılım İHA'lara takıldı.

Operasyona kısa bir süre kala bu yazılım 4 adet F-16, 5 Sikorsky helikopteriyle 2 Kobra helikopterine de uygulandı. Bu yazılım sayesinde CIA, MI6 ve MOSSAD'ın operasyondan haberi olmadı!

Operasyonu Kuşçubaşı Eşref Bey'den bu yana Türk istihbaratının başına gelmiş en yetenekli kişi, Hakan Fidan yönetiyordu. Ve MİT, 49 Türk vatandaşını tereyağından kıl çeker gibi aldı, Türkiye'ye getirdi.

Ancak Türkler Kurtarabilir:

Suriye'de 2014 yılında yılında kaçırılan 4 Fransız gazeteci için Paris anında harekete geçti. Önce MOSSAD'insonra CIA ve İngiliz İstihbaratının kapılarını çaldıysa da hepsinden aynı cevabı aldı: "Vatandaşlarınızı ancak Türkler kurtarabilir!"

O sıralar Türkiye-Fransa ilişkileri oldukça gergindi çünkü Paris Fransa'da yaşayan terör örgütü üyelerini Ankara'nın isteklerine rağmen teslim etmiyordu. Ama Fransa çaresizdi, şapkasını eline alıp Türkiye'nin kapısını çaldı.

Türkiye Fransa'nın ricasını ikiletmedi, MİT'e bağlı 130 kişilik Hayalet Timi Arapça ve Kürtçe bilen kişilerin arasından seçildi. Tim 70 km sınır içine girdi, bu arada bölgedeki mayınları da temizledi.

Gerisi kolaydı. Gazetecilerin IŞID tarafından kaçırıldığı saptandı. Suriye sınırına yakın Çobanköy'de tutuluyorlardı. Aracılar gazetecileri kaçıran IŞID tayfasıyla temasa geçti ve MİT'in gelmekte olduğunu duyurdu. IŞID gazetecileri hemen teslim edeceğini duyurdu; tek koşulları rahatça gitmelerine izin verilmesiydi. Güvenceyi alınca da gazetecilere bir evde, elleri bağlı olarak bırakıp çıktılar. Aynı günün akşamı gazeteciler Türkiye'ye getirilmişti. Ertesi gün öğleye doğru dört gazeteci Fransız makamlarına teslim edildi...

Peki Fransızlar terör örgütü lider ve üyelerini Türkiye'ye teslim etti mi? Sadece lider ve iki kişiyi, o kadar. Kısacası Fransız...Fransız olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı!!