ABD Başkanlarının baş ve de has danışmanı, bir dönem ABD Dış İşleri Bakanı, Yahudi dünyasının önde gelenlerinden Henry Kissinger, "Arap baharı ve Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) doğrultusunda o kadar acımasız bir savaş olacak ki, bu savaştan sadece ABD gibi güçlü devlet galip çıkabilir. İran'ın işgali için mutlaka Türkiye'ye ihtiyacımız vardır. Orta Doğu'da 7 ülke işgal edilecek ve Büyük İsrail Devleti kurulacak. Eğer Türkiye, Tanrı korusun İran'la birlikte hareket ederse işimiz çok zorlaşır. Onun için ne yapıp edip Türkiye'yi hep yanımızda tutmalıyız; jandarmamız olarak görevini sürdürmesini sağlamalıyız. ...Bu nedenle Türkiye'yi yönetenler her daim bizim dostlarımız olmalı!" demişti.
Kissinger 'in sözünü ettiği dostları, yani kayıtsız şartsız Washington'un buyruğundan çıkmayacaklar Türkiye'de iktidar oldukça sorun yoktur. Ne var ki, iktidar Türkiye'nin çıkarlarını ABD çıkarlarının üstünde tutarsa, o iktidarın yok edilmesi gerekir. FETÖ baş kaldırısının altında bu yatar. Tayyip Erdoğan gibi hem ülkesine hem de dinine sıkı sıkıya bağlı bir lider ABD'nin kabusudur. Onu biran önce alaşağı etmek gerekir. Biden'ın seçim öncesi açıklaması buna işaret etmektedir işte!
Büyük Ortadoğu Projesinin temel dayanağı demokrasidir. Ancak bu kavramı çok iyi tahlil etmek gerekir. Kavramın özünde halk ve çoğunluk vardır. Bu dışarıdan kulağa hoş gelse de içine girince, bunun bir maske olduğu anlaşılır. Nitekim son iki yılda uygulanan, halkların sokaklara döküldüğü rengârenk devrimlerdir.
Baba Bush döneminde temel özellik "Terör, Korku, Kaos ve Kurtarıcı" rolleriydi. ABD'de 11 Eylül sonrası halka yönelik paranoyak saldırı söylentileri meyvelerini verir ve halk sınırsız silah harcama ve savaş yetkilerini Beyaz Saray'a devreder.
Böylece ABD'nin yapacağı askeri eylemler kendi halkı gözünde meşrulaşır. Yani ABD dilediği ülkeyi bombalamakta yerden göğe kadar haklıdır çünkü demokrasiyi savunmaktadır!!
Saddam'ın heykellerinin yıkılması ve yakalanması birinci perdenin bittiğini gösterir. İşgalin meşruluğunu sağlayacak ikinci perdeninse açılması gerekir.
Nedir bu İkinci Perde? Uluslararası silahlı güçlerin devreye girmesidir. İstanbul 2004 ve Brüksel 2008 toplantıları sonucunda NATO, BOP'un silahlı gücüne dönüştürülür. Böylece salt ABD'nin değil, bütün dünyanın sorunlarıyla uğraşılacağı izlenimi verilmektedir.
ABD 21. yüz yılda dünyanın tek egemeni olduğunu ilan etmektedir kısacası.